Bir taraf AİHM'den aldıkları cesaretle, "Selahattin Demirtaş serbest bırakılsın.", diyor, hükûmet kanadı, her seferinde, PKK artıklarının işkenceyle şehit ettiği Yasin Börü'yü akıllarına getiriyor, "Hayır serbest kalmayacak." diyor.
Hâkimlerimiz de şaşkın; yukarı tükürseler bıyık, aşağı tükürseler sakal.
Mesele HDP/PKK ise, Avrupa'nın tavrı belli. AİHM'nin tavrının da Avrupa tavrının dışına çıkacağını düşünemeyiz.
Türkiye'de maalesef azımsanmayacak bir "sömürge aydını" kitlesi var. Ayrıştırmayı idealize eden bu "satılmış" kitle, parçala yut zihniyetine teslim olmuştur. HDP'nin eski eş başı Selahattin'in serbest bırakılmasını istemelerinin "adalet"in yerini bulmasıyla hiçbir alâkası yoktur.
Esas olan bizim hâkimlerimizin kılı kırk yararak verecekleri hüküm. Maalesef, hâkimlerimiz vicdanlarıyla, önlerindeki kanunlarla baş başa bırakılmıyorlar.
Selahattin'in siyasî kimliğiyle "ayrışma" arasında sıkı bağ vardır. PKK/KCK'yı incelerseniz, asıl maksadı, her yönüyle görürsünüz.