Çamlıca Camisi tartışılıyor. "Biri"nin egosunu tatmin için İstanbul'un en güzel tepesine bu heyula dikilmiştir. Bina bütün İstanbul'a abanıyor.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da bu camiye karşı çıktı, "Hangi akıllının başına İstanbul'da Çamlıca'nın tepesine 60 bin kişilik cami yapmak gelir? Bir kere doldursunlar ellerini öperim." dedi. Ardından R. T. Erdoğan, Karamollaoğlu'na cevap verdi. O ona, bu öbürüne... Laflar havada çarpıştı!
Tartışmalara geleceğim. Önce ibadet edilen yerlerin adlandırılması hususunda söyleyeceklerim var:
Arapçada "câmi", toplanılan mekâna denir. Namaz kılınan yer ise "mescid"dir. "Mescid" "secde edilen yer" manasınadır. İki kelime de Arapçadan Türkçemize girmiştir. Abdest, namaz ve Müslüman... ise Farsçadan geçmiştir. Geçmişte hepsini bir bir inceledik. Tekrarda fayda var.
Bizde, cami, namaz kılınan büyük mekân, mescit ise küçük mekânlardır.
Yazarken bilerek veya bilmeyerek "falan(ın) camii", "falan mescid" diye yazıyorlar.