Bir zamanlar bizde bir köylü edebiyatı, bir eşkıya edebiyatı -ne derece "edebiyat" denir tartışılır- almış yürümüştü. Şimdi Yaşar Kemal'i yine pazarlamaya kalktılar. Sanırım, Yaşar Kemal'in kitaplarını yayınlayan yayınevinden yüklü bir reklam aldılar ki, olmayacak bir şey yaptılar.Mihail Şolohov da Durgun Don (Ve Durgun Akardı Don)'da köylüyü anlatır ama nasıl anlatır! "Komünist" olarak Nobel Ödülü'nü kazanmıştı. Pasternak da, Soljenitsin de kazanmıştı ama onlar rejim muhalifleriydiler. Şolohov bir Rus Kazak (Bizim Kazaklarla ilgisi yok!) idi.Sözü Yaşar Kemal'e getireceğim. Onun hangi etnisiteyi öne çıkardığını, bu etnisite bağıyla Batı'da nasıl "ödül" aradığını biliyorsunuz.Hürriyet Pazar ekinde, edebiyatçılıkları kendilerinden menkul 100 kişilik jüri Türk edebiyatının en iyi 100 romanını seçmiş, ilk sıraya Yaşar Kemal'in İnce Memed'i oturtulmuş. Fazla üzerlerine gelinmemesi için olacak, araya kimsenin tartışmadığı isimler de sıkıştırılmış.Çok satan bir gazetenin bu sıralaması, "sol-komünist" kesimin ve onun tesir alanına girenlerin hâlâ nasıl bir "güç" olduğunu gösterir. Öyle bir tesir ki, ideolojik tercihi ve PKK'ya açtığı kapı bilindiği hâlde, 2008'de, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı zamanında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'nü, Köşk'te onun elinden almıştı. (Sol bölücülerin mitleştirdiği Ahmet Kaya da müzik dalında ödüllendirilmişti!) Bu ödüllendirmeyi protesto için bir yazı yazmıştım.Yaşar Kemal o kadar hırslıydı ki, dünyaya açılabilmek için bir Yahudi hanımla evlendi; çocuğunu da sahiplendi. Yaşar Kemal'in dünyaya açılmasında, birçok dil bilen bu hanımın büyük çabası oldu. Beni şaşırtan o hanımın sonra Müslümanlığı kabul etmesidir. İslâmî usullere göre tekfin edilmiş, cenaze namazını Yaşar Kemal de kılmıştı.Bir tarihte, çalıştığım bir gazete için Fakir Baykurt'tan yazı istemiştim. O sıra Almanya'daydı. Yazıyla beraber, biyografisini ve kitaplarının listesini de göndermişti. Fakir Baykurt, şabloncu "suflî edebiyat"ın önde gelen isimlerindendi. Sol onu alabildiğine yüceltmişti. (Bediî Faik, dört cilt yayınladığı "Matbuat Basın Derkeen" adlı hatıralarında, solun kendilerinden olanlara ödül dağıtmada, ilk defa nasıl bir yol takip ettiğini hayretle anlatır.)Fakir Baykurt, Cüce Muhammet adıyla 1964'te yayınladığı kitabını, bana gönderdiği eserlerinin listesinde "Cüce ..." şeklinde göstermişti. "Cüce"den sonra "Muhammet" yazmaya eli varmamıştı. Bu insanlar içlerinde iki "ben=ene=ego" saklıyorlar! Komünistliklerinde de samimi değiller. Tam bir mümin olmadıklarını da kimse iddia edemez. Çıkış/çıkar yolunu böyle bulmuşlar, demekle herhâlde gerçeği ifade etmiş oluruz.Neden "Gerçeği ifade etmiş oluruz." dedim?Yaşar Kemal'i en iyi tanıyanlardan Aydemir Balkan'ın "Tanıdığım Eşsiz İnsanlar"da yakın dostu Yaşar Kemal için yazdıkları çok şey öğretiyor. Gerçeklik için Aydemir Balkan'ın yazdıklarını bu köşede sıralayacağım. Yine edebiyatla ilgilenenlerin değerlendirmelerini de alacağım. (Devam edeceğiz.)