"Türk'ün Türk'ten başka dostu yok" deriz. Öylesine söylenmiş söz değildir. Önceki gün R. T. Erdoğan, İlham Aliyev'le görüştü. Memnundu. "Biz"li bir ifade kullandı, "Zafere çok yakınız." dedi.
"Türk"ün var olduğu her yerde "biz" diyebilmeliyiz.
Kaç gündür, Türk Dünyası'yla ilgili vakıfların, derneklerin açmazlarından bahsediyoruz. "Biz" noktasından uzağız. Önce kendi içimizde tesanüt sağlamalıyız. Ve maalesef Orta Asya'da iç içe yaşamış Türk toplulukları da birbirlerine karşı doldurulmuşlar... İstiklâlleri kendilerine "sunulduktan" sonra birbirleriyle çatışmalarını biliyorsunuz. Bütün bunları aşmalıyız.
Yaşar Yeniçerioğlu, mektubunda "Ortak Türk Tarihi"nden bahsetmişti:
"'Ortak Türk Tarihi' programı ve dersi kabul edildiği ve 8. sınıflarda -seçmeli- okutulmasına karar verildiği hâlde duyumlarıma göre bu konu da sürüncemede... / Sanıyorum, Prof. Dr. Mehmet Saray Hoca'nın (Türk dünyasında birlik böyle sağlanamaz, 06/07/2019, Yeniçağ) yazısını okumuşsunuzdur. Hocanın bu yazısını okuduktan sonra, ben de araştırmaya başladım. 'Ortak Türk Tarihi' ders kitabını birkaç kitapçıya ve tanıdığım tarih öğretmenlerine sordum: 'Böyle bir kitabın olmadığını' söylediler. MEB'nda tanıdıklara sordum: 'Kitabın hazırlandığını ve yoğun eleştiriler üzerine basılmasından vazgeçildiğini' öğrendim. Sadece Temel Eğitim Genel Müdürlüğü tarafından "işlenecek konularla ilgili" bir genelge gönderilmiş."
Yaşar Bey mektubunu şöyle bağlıyor: "Derneklerin/STK'ların dertleri çok fazla; yazacak ve anlatılacak çok şey var. Durumu bu kadar anlatmakla yetineyim."