Recep Tayyip Erdoğan Bozkurt işareti yaptı, ortalık yıkıldı. Geçmişte, milliyetçiliği ayak altına alan, Ülkücülere karşı katı tavrı olan bir parti başkanının "Bozkurt" işareti yapması neye delâlet eder? MHP yönetimiyle ünsiyet peyda ettiğine göre, Bozkurt işaretiyle halkı selâmlaması tabiî görülebilir, diyebilirsiniz. Meselenin o yönü de olmakla beraber, asıl mesele, bu işaret bir partinin işareti olmanın çok ötesine geçmesi ve kitlelere mal olmasıdır.
PKK ile 40 yıldır vuruşuyoruz... Kuzey Irak'a kaç defa sefer düzenledik. Suriye tarafında yakın zamanda Carablus'u, El-Bâb'ı, Afrin'i aldık. ("Aldık" diyorum. Çünkü kimseye verecek değiliz. O topraklar artık bizim uzantımız. Biz versek bile oraların halkı kabul etmez.) Başından beri savaşçılarımız, kameralara, kendilerini uğurlayanlara Bozkurt işareti yapıyorlar. Bu askerlerin resmî başkomutanı R. T. Erdoğan'dır.
Ak Parti'nin, kendisini Hz. İbrahim, kardeşini Hz. Muhammed yerine koyan bir eski milletvekili, daha yakın zamanda Bozkurt işaretini kastederek: "İslam'ın ruhuna da aykırı olan bu işaretle Orta Doğu'ya girmek mümkün olabilir. Fakat Orta Doğu halkının gönlüne girmek için bu sembol tepki çekmekten başka hiçbir işe yaramaz." demiş, biz bu köşede, adamın tutarsızlığını, mantıksızlığı, Müslümanlara verdiği zararı ortaya koymuştuk. Mesele "din" olunca, insanlar hemen inanabilir. R. T. Erdoğan, Bozkurt işareti yaparak, saçmalayan eski Düzce milletvekiline "Otur oturduğun yerde!" demiş oluyor.
Daha önce Kemal Kılıçdaroğlu da, Binali Yıldırım da bu işaretle halkı selâmlamışlardı. Mısır'dan ithal Rabia işareti (dört parmak işareti) önce, Mısır'da darbeyle devrilen El-İhvânü'l-Müslimîn'e (Müslüman Kardeşler'e) destek için yapılmaya başlandı. Sonra El-İhvânü'l-Müslimîn'le özdeşlememek için olacak, dört "tek"i (Millet, bayrak, vatan, devlet) göstermeye dönüştürüldü. Ama halk arasında itibar görmedi. R. T. Erdoğan, bu işareti yapma mecburiyeti hissettiğine göre, işaret kitlelere mal olmuş demektir.
Yukarıdaki fotoğrafa dikkatli bakın. 1970'li yılların başında çekilmiş olacak. Ülkü Ocakları'nın Van şubesinin nasıl bir fedakârlıkla, nasıl bir yoksullukla kurulduğunun resmidir. Fotoğrafı 12 Eylül öncesi DTCF gazilerinden Ali Kuzencik gönderdi. Gençler çamur karmışlar. Kerpiç yapacaklar ve ocağın etrafını örecekler. Duvara da sıvayla bozkurt resmedilmiş. Bilmiyorum o gençlerin içlerinde var mı? Van Ülkücü Ocakları'nın kurucularından Suat Kürşat (1949-22 Mart 1977), İzmir'de Bornova Büyük Ülkü Derneği'nin Başkanı idi. Derneğin bahçesinde abdest alırken sırtından vurularak şehit edilmişti.