Türkçenin zor günlerindeyiz. Kelime olmazsa fikir olmaz. Geriye doğru baktım, ne zaman Türkçe tartışması açılsa, Türkiye'de bir şeyler oluyor.
20. yüzyılın başlarına, daha öncesine gidin dil de tartışıldı, alfabe de... Birileri sanırlar ki, Millî Mücadele verildi, Cumhuriyet kuruldu, "Padişahımız, halife-i rû-yi zemînimiz" alaşağı edildi, sonra sıra Türkçenin iğdişine geldi... Vur gitsin!
Azerbaycan Ermenistan'la savaşıyor, Türkiye ayakta, İran kaynıyor... Biliyor musunuz Tebriz hareketli. Attıkları sloganlar Türkçe. Hepimizin sloganları. Önceki gün Tebriz sokaklarında yürüyenleri görseniz sanki Türkiye'nin bir şehrinde Karabağ için miting yapılıyor. Hameney'in, Güney Azerbaycan'ın il temsilcileri, "Biz Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanındayız." bildirisi yayınlamak zorunda kaldılar. Heyecanı yatıştırmak istiyorlar. Hameney, Güney Azerbaycan'dan ama mezhep taassubu onu frenliyor.
Gerekirse gösteri videolarını da koyarım buraya, Hameney'in temsilcilerinin ortak bildirisini de.
Kitap günümüzü geçen hafta aksattım. Bu hafta aksatmak istemiyorum. Çok birikti. Önümde iki kitap var:
"Kaşgarlı Mahmud'a Göre XI. Yüzyılda Türk Dünyası". Prof. Dr. Reşat Genç'in kaleminden. Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü (TKAE) yayınladı. 385 s.