Çin aşısı muhtemelen 11 Aralık'ta Türkiye'de. Az da istenmemiş. 50 milyon doz.
Dikkat ettiniz mi? Çin'de bir firmanın ürettiği aşı -büyük oranda devlet desteği var- firma adıyla değil devletin adıyla anılıyor. Rusya'da geliştirilen aşı da öyle... Rus aşısı. Ama Batı ülkelerinde, Almanya'da üretilen aşı markası firmanın verdiği adla anılıyor. ABD'de de öyle...
"Devlet/millet" adıyla anılmasının rejimle bir bağlantısı olabilir mi?
Çin'de, Komünist Parti iktidarda. Zaten başka parti yok, seçim yok. Ama komünistler akıllarını kullandılar, Mao'dan sonra, Deng Şiaoping liderliğinde 1978'den itibaren, rejimi gevşettiler, dünyaya açıldılar, piyasa ekonomisini uygulamaya başladılar ve bu uygulamada son derece akıllı yürüdüler. Bunu kabul etmek lâzım. Ama "insan hakları"nda, eski alışkanlıkları -ki, bu alışkanlık komünizmle alâkalı değil; asırlardır beyinlerinde perçinleşen emperyal fikirlerle alâkalı- kendi milliyetlerinden olmayanları ezme politikası gütmekten vazgeçmediler. Gözlerine batanlar da Türkler.
Biliyorsunuz Divanu Lügati't-Türk'ün yazarı Kaşgarlı Mahmud'un doğduğu, Kutadgu Bilig'in yazarı Yusuf Has Hacib'in yetiştiği topraklar Çin'in hegemonyasında. Uluğ Türkistan'ın uzantısı Doğu Türkistan'dan bahsediyorum. Uygur Türklerine akıl almaz işkence uygulanıyor. İnsanları Çinlileştirmek için kamplara doldurulup beyin yıkama ameliyesi yapılıyor. Camiler yıkılıyor. Azımsanmayacak sayıya sahip kendi soylarından Huiler (Döngenler, Dönenler) bile sırf Müslüman oldukları için büyük baskıya maruz kalıyorlar.
Prof. Dr. Aziz Sancar'ın, "Virüsü bulaştıran Çin / Aşısız virüsü yenen Çin / Aşıyı bulup dünyaya satan yine Çin!" tiviti bir şeyleri ima etmiyor mu?!