Doğrudan müdahaleleri ve darbeleri konu edinen bir sempozyum düzenlendiğini bir yerde okuduğumu hatırlamıyorum.
15 Temmuz 2016 Darbe Teşebbüsü'nün ardından 21-23 Mart 2018 tarihleri arasında Yozgat'ta, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı ve Bozok Üniversitesi Rektörlüğü birlikte, bir sempozyum düzenlediler. Bildirileri, Atatürk Araştırma Merkezi "19. Yüzyıldan Günümüze Türkiye'de İktidara Müdahaleler ve Darbeler Uluslararası Sempozyumu Bildiriler Kitabı" iki cilt hâlinde yayınlandı. Dün hatırlatmıştım.
Darbe geliyorum diyor ve geliyor. Önüne geçilemiyor. 15 Temmuz'un önüne geçildi ama nasıl geçildi? Ve neticesi ne oldu? Buna kafa yorulmalı.
İlmî çalışmalarda indî yorumlardan kaçınmak gerekir. Birilerini aşağılamak, birilerini yüceltmek ilmî kriterler arasında gösterilemez. Deliller ortaya konmalı; ne ise o verilmelidir. Deliller ortaya konduktan sonra birileri yücelir, birileri alçalırsa söyleyecek bir söz olamaz. Şu unutulmamalı: İdeolojik esaret ilmin en büyük düşmanıdır.
Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Beyhan, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada "iddialı" diyebileceğim sözler etmiştir:
"20. Yüzyılın başlarında gerçekleşen ve taht değişikliğine neden olan 31 Mart İsyanı/Olayı da bir iktidara müdahaledir, bir askeri darbedir. Bu darbeden hep isyan olarak bahsedilir ve her müdahalede olduğu gibi, burada da isyan ile iktidara müdahaleye meşruiyet kazandırılır. İsyan; darbe şartlarının, darbeye gerekçe oluşması için çıkarılmıştır. Zira Osmanlı tarihinde iktidara müdahalelerin tamamı mutlaka bir isyanla başlamıştır."