Arslan Tekin Yeniçağ Gazetesi

Dilimizle oynamanın bedeli

Dilimizin nasıl kısırlaştığı/kısırlaştırıldığı üzerinde kafa yoruyor muyuz? Zamanında hocalarımız, hususiyetle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi hocaları, dilimizi sağlam...

27 Mart 2018 | 169 okunma

Dilimizin nasıl kısırlaştığı/kısırlaştırıldığı üzerinde kafa yoruyor muyuz? Zamanında hocalarımız, hususiyetle İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi hocaları, dilimizi sağlam tutmak için, aklına esenin kelime uydurup insanları kullanmaya zorlamalarına karşı direnmişler, tespitleriyle âdeta bir "ekol" olmuşlardı. Hatta o zamanın Türk Dil Kurumu'ndan bile atılmışlardı. Birçoğunun dilimizin yozlaştırılmasına dair kitapları vardır.

"Ekol" deyince... "Okul"un "ekol"den geldiğini biliyor muydunuz? Özbekistan Türkleri "mektep" karşılığı kullandığımız "okul"a "mektep" demekle beraber; söz arasında mektep kastedilerek, meselâ "Okuşa gidiyorum." ifadesini kullanırlar. Bizdeki "okul" okumaktan gelmiyor ama Orta Asya'da "okuş" okumaktan geliyor.

Bir hatıramı nakledeceğim. Çok önce yazmıştım. Edebiyat Fakültesi'nde bir Türkoloji kongresinde, tebliğlerden sonraki tartışma anında, önümdeki, yaşı bayağı ileri bir zat kalkmış, "Zamanında 'okul' kelimesini ortaya atanlar Fransızca biliyorlardı. Onun için 'ekol'ü okul yaptılar. Eğer İngilizce bilselerdi 'sikul' (school) derlerdi." demişti. Bu zatın sözleri, dilimizle nasıl oynandığının da bir tespitidir.

Ataol Behramoğlu'nun "Dönmek üzerine" başlıklı yazısından:

"Türkçemizin özelliklerinden biri de bir sözcüğe pek çok anlam yüklenmesidir. / İyi mi kötü mü bilmem, ama bence çok da iyi değil. / Örneğin bir sözcüğün İngilizcesine baktığınızda karşınıza sayısız seçenek çıkıyor. / Bunun bir dil zenginliği olduğunda kuşku yok. / Keşke biz de böyle yapsak... / Tek bir sözcüğe yükleneceğimize her ayrı durum ya da kavram için ayrı ve farklı bir sözcük üretmeyi denesek... / "Dönmek" fiili de kendisine pek çok ve farklı işlevler yüklenen sözcüklerimizden biri... / Bir noktanın çevresinde çember çizerek dolaşmak anlamına geliyor. / Bir öteki anlamı, geriye dönmek, çıktığı noktaya geri gelmek demektir. / Başım dönüyor, zenginlik başını döndürdü, gözü döndü, kararından döndü vb. deyim ya da deyimsilerde de kullanıyoruz... / Dönüşüm sözcüğü genel olarak olumlu anlamda bir değişimi adlandırırken yine dönmek fiilinden türettiğimiz "dönek", düşüncesini ve konumunu değiştirip tam karşısında yer alan kişiyi nitelemek için kullanılıyor..." (Cumhuriyet, 24 Mart 2018)

Rus dili ve edebiyatı profesörü olan Ataol Behramoğlu'nun izahına bir diyeceğimiz olamaz. Yalnız, yerleşmiş, halkın malı olmuş kelimeler atılıp yerine uydurulan veya artık kullanıştan düşmüş, manası eskide kalmış kelimeler getirilerek dilimizin nasıl kısırlaştırıldığını iyi bilmesi gerekir. Yukarıya aldığım yazısındaki kelimelere bakalım:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Atatürk milliyetçidir 04 Şubat 2021 | 185 Okunma Sen kimin uşağısın?! 03 Şubat 2021 | 609 Okunma Tuğrul Bey ne dedi, fırsatçılar ne anladı? 02 Şubat 2021 | 274 Okunma Milliyetçiliğin azgını nasıl olur? 01 Şubat 2021 | 339 Okunma Eğer Saray, isterse CHP'yi susturabilir 31 Ocak 2021 | 609 Okunma