Biz Anadolu'nun kurtuluşundan bahsediyoruz. Anadolu'nun ardından
tabiî uzantı Doğu Trakya da kurtuldu. Batı Trakya daha önce elden
çıkmıştı ve biz Edirne'den öteye gidememiştik.
30 Ağustos'u kavrayamayanlar, kavramak istemeyenler, mevzi bir
başarı görenler bilsinler ki, savaşı kaybetseydik, Osmanlı yerinde
kalmayacaktı. Bunu bir türlü anlamak istemiyorlar!
İtilaf Devletleri (İngiltere, Rusya, Fransa + İtalya), Birinci
Dünya Savaşı'da Osmanlı Devleti'nin topraklarını
paylaştılar.
İngiltere ve Rusya kendi aralarında pazarlığı giriştiler. Boğazlar
Bölgesi ve Doğu Trakya Bölgesi Rusya'ya bırakıldı.
Rusya, 1917'de Çarlığın yıkılmasının, Bolşeviklerin iktidara
gelmesinin ardından Brest-Litowsk Antlaşması'yla savaştan çekilince
İngiltere Boğazlar Bölgesi'nin etrafını her zaman nüfuzunda
tutabileceği Yunanistan'a "ikram" etti.
ABD bile devredeydi. 14 prensip ortaya koyan, 12. maddeyle
Anadolu'yu ufalayan ABD Başkanı Wilson, Doğu ve
Batı Trakya'yı birleştirip kendi himayesinde bir devlet kurmak
istemişti. (Son çare olarak Türkler de razı idi.) İngiltere erken
davranınca ısrarcı olamamıştı.
Yunan Başbakanı Venizelos, kurnazlığıyla İzmir ve
Doğu Trakya'nın işgal iznini Paris Konferansı'nda aldı.
Venizelos İstanbul'u bile istemişti. Yunanlılar,
önce İzmir'i sonra Doğu Trakya'ya işgal ettiler. Anadolu'daki zulmü
biliyoruz. Ya Doğu Trakya'daki zulümler? Haberimiz var
mı?!
Batı, çökmekte olan Osmanlı'dan ne koparırsa heybesine
dolduruyordu. Doğu Trakya'da Rumlar da harekete geçtiler.
"Yerli Rumlar çeteler kurarak Trakya'da yaşayan Türklere baskı ve
şiddet uygulamalarını arttırdılar. Yunan çeteleri Rum din adamları
tarafından da desteklendi. Rumlar bir yandan İtilaf devletlerinin
desteği ve bir yandan kendi çabaları ile Trakya'yı Yunanistan'a
ilhak etme çabasındaydı. Yunan hükümeti ile işbirliği içinde olan
Patrikhane ve din adamları...