Bülent Ecevit'in Sovyetler dağıldıktan hemen sonra Türkiye dışında Sovyet sahasındaki Türklerle ilgilenmemiz gerektiğine dair ciddî teklifleri olmuştur.
Şu anda Ermenistan, Azerbaycan'a yine saldırdı ve Azerbaycan, Ermenilerin işgal ettiği Türk topraklarını geri almak için geniş bir harekât başlattı. Ne yazık ki, Ermenistan cephede savaşmıyor, cephe gerisinde halkı vuruyor.
Taşnak zihniyetliler Türk dünyası için çok büyük bir tehlike. Taşnakları sadece Karabağ meselesi ilgilendirmiyor, bütün Türkler ilgilendiriyor. 1916'da Türkistan'da Türkler büyük bir ayaklanma başlatmışlardı. Çarlık Rusya'sı ve akabinde Bolşevikler, Ermeni grupları silahlandırarak hususiyetle Özbekistan sahasında büyük katliam yaptı.
"Bütün Türkler bir ordu..." deme ve dedirtme noktasına gelmeliyiz ve getirmeliyiz. Türk Cumhuriyetleri tavırlarını net ortaya koymalıdır. Türkiye, Türk Konseyi'nde, daha fazla ses verilmesi için muhakkak zemin yokluyordur. Türk dünyasının açık tavrı, Putin'i ister istemez şöyle bir düşündürecektir.
Ecevit, 25 Aralık 1991'de TBMM'de yaptığı konuşmasında, Sovyetlerin dağılmasını kastederek "Türkiye'nin önünde çok geniş yeni ufuklar da açıyor, Türkiye'ye çok geniş yeni olanaklar da sağlanıyor. Eğer, Türkiye, bu olanakları zamanında ve gereğince değerlendirebilirse, öyle inanıyorum ki, dünyadaki hızlı değişim sürecinde, Türkiye'nin dünyadaki yeri, ağırlığı ve ve önemi de büyük ölçüde artacaktır." diyor, ardından sözü "Türklüğe" getiriyor. Bülent Ecevit'in takipçileri nedense biraz da HDP/PKK ayarlı, "Türklük" kavramından uzak dururlar. Ecevit "Türklük" dediğinde PKK da vardı, PKK'nın partisi de. Üstelik koalisyon hükûmetinin de içindeydi.
Ecevit daha ne diyor, okuyalım: