Madem bu kadar eski hasreti içindeler, o dönemin eğitim yeniliklerine ve tartışmalarına bir göz atsalar.
Dün Mustafa Sâtı Bey'den bahsettik. Devam edeceğiz. Ancak eğitim deyince Emrullah Efendi'yi (1859-1914) anmadan olmaz. Sâtı Bey içindeki "Arap milliyetçiliği"ni ateşlemek için fırsat beklerken, İttihatçı Emrullah Efendi, Türkçü hareketlerin içindeydi. Türk Derneği'nin kurucularından biri de o idi. 1910 yılının başında Maarif Nazılığı'na getirildi. 1912'ye kadar Eğitim'in başında kaldı.
Emrullah Efendi, felsefî terimlerin Türkçeleştirilmesi için İslâm kaynaklarına müracaat etmiştir. Zamanımızda ise, Türkçeleştireceğiz derken, felsefe kısırlaştırılmıştır. Öyle kavramlar kullanılıyor ki, bu kavramları Türkçeye uysun veya uymasın, yazan, ilk kendi uydurmuştur. Felsefe kitaplarında, köksüz, felsefî derinliği olmayan, manasız o kadar çok kelime var ki... Bu yüzden metinleri anlamak mümkün değildir. Allah felsefe okuyanların yardımcısı olsun!
(Ara not: Dikkat ettiyseniz, "bu yüzden" dedim, "bu nedenle" demedim. "Neden" soru zarfıdır. "Sebep, naşi, bundan dolayı, bu yüzden..." sözlerinin yerine kullanılıyor. Yanlış kullanıldığı gibi Türkçemizi bozuyor. Zamanında çok yazdık bunları. Kitabını bile yayınladık!)
Emrullah Efendi eğitimin yenileşmesi alanındaki görüşlerini "Tûbâ Ağacı Nazariyesi"yle açıklamıştır.
Nedir Tûbâ Ağacı Nazariyesi?