"Şiî Hilâli"nden bahsedildiğini duymuşsunuzdur. Ürdün Kralı İkinci Abdullah, İran'ın nüfuz alanlarını ifade için kullanmıştı. "Şiî Hilâli"nin baş ucu İran. Irak, Suriye, Lübnan Hizbullah'ı bu hilâlin içinde. Bahreyn'de ve hatta Suudî Arabistan'da, Şiî yekûnu da hesaba katmalıyız. Bu iki devletteki Şiîlerin, bahsettiğimiz "hilâl"in içine çekilmek istendiğini kolayca tahmin edersiniz. Bizim Hatay'ın da Suriye'nin bir parçası görüldüğünü bilin!
Ne yazık ki, Şiîlikte-inceledim; kitabını bile yazdım- "ben merkez" esas. Okumalarımı derinleştirdikçe dehşete düştüğümü de söylemeliyim. "Müslümanlar kardeştir." diyoruz ya... Yok öyle bir şey! Aynı mezhepten olanlar kardeş ve üstelik biri diğerine zâhirî dost, "Bâtinî" düşman! ("Bâtinî"yi neden tırnak içine aldığımı, bilenler bilir!)
Diğer tarafta, İsrail'in uydusu Amerika ve Amerika'nın uydusu Mısır diktatörlüğü ve Suudî hanedanı...(Barzanîleri de bu bloğa rahatlıkta dâhil edebilirsiniz!)
Türkiye nerede? Hiçbir yerde!
Biz kendi kendimizi aldatıyoruz. Basiretsiz, beceriksiz, zekâsı tartışılacak, muhakeme yürütemeyen, geleceği hesap edemeyen, manevra kabiliyetinden yoksun slogancı yönetimle debelenip duruyoruz.
Geçen gün İran, Irak, Suriye'nin üst komutanları, inadına Şam'da bir araya geldiler. Mesele bölgenin güvenliği ise, Türkiye'yi de çok yakından ilgilendirir. Ama aralarına Türkiye'yi almadılar!