Fethullahçılıkla mücadelenin o kadar kolay olmadığı, zaman ilerledikçe daha iyi anlaşılıyor.
Şu gerçek ki, Ak Parti evvelâ kendi içine bakmalı...
"Öz eleştiri"yi komünistler öne çıkarmışlar ve bir eğitim aracı hâline getirmişlerdi. ("Öz eleştiri", Marxist kuruluş PKK'nın da sık uyguladığı "iç temizlik" sistemidir.)
Komünistler, sözüm ona halk mahkemeleri kurarlar, idamına karar verdikleri kişilere, istemedikleri kadar "suç" ikrar ettirirlerdi.
İslâm'da, insanın kendi kusurunu bilmesi ve telafisi için çalışması bir fazilettir.
Ak Partililer, "Allah bizi affetsin. Kandırıldık." demenin ötesinde ne yapmışlardır? "Kandırıldık." dediklerine göre iş birliği sabit!
ByLock'çu milletvekilleri meselesi açığa çıkarılmadı. Ne var dediler, ne de yok... Çok sayıda Ak Partili Pensilvanya'yı kapı komşusu yapmış, F. Gülen'le fotoğraf çektirmek için yarışa girmişti. Hele, Humeynî'nin yanına girer gibi, başını yarım yamalak kapatan hanım milletvekillerinin o hâlleri!... (İtalyan gazeteci Oriana Fallaci'nin Humeynî'nin karşısında, bizimkiler gibi yarım yamalak başörtüsü takıp sonra fırlatıp atması büyük ses getirmişti.)
Ak Parti'de kim dişe dokunur "öz eleştiri" yaptı? Kim nefsini tezkiye etti?
Doğrudan Pensilvanya'dan emir alan bir bakandan bahsediliyor! MEB Müsteşarı Yusuf Tekin açık açık söyledi! Bu bakan, kendisini o makama getirenlerin "duruş"undan emin olmasa, Pensilvanya'dan emir aldığını ihsas eder miydi?!)
Varsa eğer ByLokç'ular, ellerine silâh alıp, dış destekle kendi parti binalarını ve hatta Saray'ı ve hatta Meclis'i ele geçirmek için hamle yapmayacaklarını nereden bileceğiz?!
Pek çok kuruluştan, o yapının kapısından geçeni, dirseği değeni, selâm vereni fırlatıp attılar, kimini içeri tıktılar; çoluğunu çocuğunu, âdeta, dilenmeye mahkûm ettiler. Ama kendilerine gelince, hiç oralı değiller! (Geçmişte Türk hakanları suç isnat ettiklerinin ailelerini korumuşlardır.)