Yüsra 2,5 yaşında. Olup bitenlerden pek haberdar değildi. Çıkarıldığında ağlamıyordu, sadece acıdan bahsediyordu. Annesi de öyleydi; bir yudum su istiyordu. Anne-kızın çıkarıldıkları yerin belki birkaç adım ötesinde, baba ve oğul da vardı. Onlardan ses gelmiyordu. Hayatta değillerdi.
Yüsra'nın çıkarılışını heyecanla seyrederken, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde şahit olduğum bir dram ve bir sevinç aklıma geldi. Depremden sonra Yalova'daydım. Enkaz ayıklanıyor, insanlar kurtarılmaya çalışılıyordu. Bir çöken binada bodrum kata kadar inilmişti. Baktım bir kız çocuğu. 9-10 yaşlarında. Gövdesi boylu boyunca yarı yarıya gömülü. Çocuğun çıkarılması için çok titiz çalışılıyordu. Yanda ambulansta bekleyen kadın çocuğun annesiymiş. Sevinçliydi. Nasıl sevinmesin...