Timur âlimlerle görüşür ve onlardan istifade ederdi. Görüştükleri arasında, bu sıra adı sık geçen İbn Haldun da vardı."Semerkand nere Kahire nere?" diyeceksiniz. Timur seferden sefere koşmuştur. Sadece Anadolu'yu fethetmemiş, Bağdat'a, Halep'e Şam'a da girmiştir."Timurlularda Din-Devlet İlişkisi" kitabının yazarı Doç. Dr. Musa Şamil Yüksel, Timur-İbn Haldun ilişkisini ayrıntılı yazmıştır.Timur, çok gaddar bilinir. Fethettiği yerlerdeki tahribatına bakarsak, "gaddar" dememek mümkün değil. Küçüklüğünde Şam'dan ailesiyle alınıp Semarkand'a götürülen İbn Arabşah "Acâibu'l-Makdur-Bozkırdan Gelen Bela"da (Selenge Yayınları) her fırsatta gaddar olarak anlatmakla beraber, hakkını da her zaman teslim etmiştir. (Timur'un Halep'te 20 bin, Bağdat'ta 100 bin kelleden kuleler kurdurduğundan bahsedilir.) Timur fethettiği yerlerde karşılaştığı âlimlerle meclis kurar, onların ilimlerinden istifade ederdi. Bazı âlimleri de yanında götürürdü.İbn Haldun ile Timur arasında şaşırtıcı bir katır hikâyesi vardır.İbn Haldun, Mısır Sultanı Ferec'le Şam'a gelir. Ferec döner, İbn Haldun kalır. Timur'la "Mukaddime" yazarının nasıl görüştüklerinin ayrıntısı çok uzun; girmeyeceğim. Katır meselesinden bahsedeceğim. İbn Haldun, Bu meseleyi Et-Ta'rif bi-İbni Haldun" adlı hatıratında ayrıntılı anlatmıştır. Katır meselesine gelmeden önce, İbn Haldun'un bir sözünü nakletmek istiyorum... Bugün için çok gerekli bir söz. Mısır Sultanı Ez-Zâhir Berkuk kendisini kadı tayin etmiş. Timur İbn Haldun'u kabulünde, hakkında bilgi alırken, niye kadı tayin edildiğini soruca şu cevabı veriyor: "Adalet ve hakkın savunucusu olduğum ve başkalarının etkisinde kalmadığım için."İbn Haldun, "Düşman gördüğü Mısır'dan geldiğim. Beni öldürtür mü?" endişesi taşıdığı için bütün ilmini ortaya koyar ve Timur'un zuhur edeceğini önceki âlimlerin haber verdiğini sıralamaya başlar. Burada, Timur'u Türk olarak bildiği için Türklere övgü düzer. (Kendisi Arapça konuşurken söylediklerini tercüman Moğolcaya tercüme ediyordu. Yoksa İbn Haldun Moğollarla Türkleri bir mi görüyordu?)Musa Şamil Yüksel'in naklettiğine göre:İbn Haldun Şam'dan ayrılmak istediğinde veda için Timur'un huzuruna çıkar. Timur ona: "Burada senin bir katırın varmış. Bana sat." der. İbn Haldun, satmayacağını ancak hediye edeceğini söyler. Zamanın en önemli binitlerinden olan katır Timur'da kalır. İbn Haldun zahmetli bir yolculukla Kahire'ye döner. Mısır sultanı Ferec'in Timur'a gönderdiği elçi, daha sonra Kahire'ye gelir. Timur'un, elçinin yanında gönderdiği bir kişi İbn Haldun'a: "Emir Timur senden satın aldığı katırın parasını benimle yolladı. İşte! Bu parayı al! Çünkü Timur, bu parayı göndererek sana borçlu kalmaktan kurtulmak istedi." der. İbn Haldun Sultan Ferec'den izin alarak parayı kabul eder. (M. Ş. Yüksel, "Timur, Tarih ve İbn Haldun", Ölümünün 600. Yılında Emir Timur ve Mirası Uluslararası Sempozyumu, İstanbul 2007'dan nakleden Nergishan Tekin, Emir Timur, Kariyer Yayınları).Fethettiği yerlerde ganimet toplamakta sınır tanımayan Timur'un, bir âlimin katırının parasını yollaması düşündürücü.