Eğer Şam yönetimi (Moskova-Tahran yönetimi demek istediğimi anladınız.) İdlib'e girerse hemen bütün halk Türkiye'ye akın edecektir. Türkiye, halkı, elimizde olan -şimdilik- Afrin, Carablus ve El-Bâb'da tutmak isteyecektir.
Herkes biliyor ki, İdlib bir başlangıç... Afrin'e de girecekler, Carablis'a da, El-Bab'a da ve Türkmen Dağı'na da...
Yok Astana toplantısıymış, yok Suçi toplantısıymış, yok Cenevre toplantısıymış... Geçin bunları... Uzak yerlere gideceğinize, en yakın yere, Antakya'ya gelin, olmadı Adana'ya, hadi Ankara'ya diyelim... Şurada toplandık, şu ülkeler geldi; şu kararlar alındı... Gözlem kuleleri kurduk, devriye çıkardık, dolaştık dolandık durduk. Bunları hepsi hikâye. Güç kimdeyse haklı olan o. Güç Rusya'da, güç Amerika'da. (ABD deyince İsrail'le birlikte düşüneceksiniz.)
Müslüman ülkelerinin de Hristiyan ülkelerinin de derdi Türkiye... "Recep Tayyip Erdoğan" hedef alsalar da, hesapları Türklerle. Bizimkiler de bunu bir anlasalar. Yok İslâm birliği, yok İslâm ümmeti deyip duruyorlar, oyun kurucularının açtıkları çukura düşüyorlar.
"Türk" deyin! "Türk" deyince İslâmdan çıkıldığı Kitabımızda mı yazılı?! Ne "İslâm birliği" var, Ne "ümmet". Teorik olarak "ümmet" diyeceğiz. Hepimizin hedef "ümmet" ama... Nerede?!
"İslâmcı ağır ağbi" yine tuzağa düşmüş. Diyor ki: