İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün gazetemizdeydi. İki saate yakın konuştuk. Caddesinden sokağına, semtinden mahallesine, deresinden tepesine ücra köşelerine kadar İstanbul'u çok iyi biliyor. Ne yapıldığını ve ne yapılacağını, nelerin değişmesi gerektiğini bir bir anlattı. Söz arasında beklediğim cevabı da verdi: "Asla partizan olmayacağım, partizanlık yapılmasına da izin vermeyeceğim. Hizmet esastır."
Eğer İBB'de, partizanlık yapıldığına dair bir emare görürseniz, burada yazacağımı da bilin.
Acı bir tablo; Daha şurada işe başlayalı kaç ay oldu, iş için 200 bin müracaattan bahsetti. Yakın zamanda 13 kişi alacaklarmış, tam 6 bin kişi kuyruğa girmiş. Bu tablo, Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntıyı da ortaya koyuyor.
Elbette, Hamidiye Suyu meselesini de sorduk, tren garlarının adrese teslim ihalesini de. Her şeyi açık açık anlattı.
Birkaç gün önce yazdım. THY, Hamidiye Suyu boykotunu başlattı, birçok resmî ve özel müessese sıraya girdi. Devleti yönetenlerden biri de çıkıp, "Ne yapıyorsunuz siz! Allah'ın suyu... Abdülhamid Han'ın mirası. Sırf belediye muhalif ittifaka geçti diye suyun alımından vazgeçilir mi? Siz aklınızı mı yitirdiniz!" demedi.
Partizanlığın vardığı yer insanı irkiltiyor!