Yeni yıla büyük gailelerle giriyoruz. İçimizde birlik yok. Devleti yönetenler muhalefetle inatlaşıyorlar.
Hâlbuki savaşın içindeyiz. Önce ağzına geleni söyle; "Ne yapacağımı sana mı soracağım." de, sonra muhalefeti dolaş, bilgi ver. Sonra gazetecileri akıl almayacak isnatlarla hapsettir... Zanla tutuklat, zanla işinden at; sonra aklansın; ama, hayır sen işine dönemezsin, de! Hâkimlikten atılmıştır; bari avukatlık yapsın. Yok avukat da olamazsın! Hademelik işi dahi olsun ver, onu da verme; açlıktan öl! de...
Hâl böyle olunca millî birlikten, dayanışmadan, tek bayraktan, tek vatandan... -neydi, iki tane daha vardı- sayıp durmanın bir önemi kalmıyor.
Ne olursa olsun, olurundan bakalım; birbirimizden şüphe etmeyelim, sadece benim adamım, demeyelim. Türlü türlü insan yaşıyor. Bir evde kardeşler bile birbiriyle ne kadar uyumlu?
Burada sürekli adalet, dedik. Sürekli kin gütmeyin, kabilecilik etmeyin, Cahiliye Dönemi'ne dönmeyin, dedik. Yazdıklarımı sıralasam taa Beştepe'ye yol olur!
TBMM'de, Libya'ya asker göndermek için izin tezkeresi görüşülecek.