İnşallah İran'da hâdiseler son bulur ve bu "ayaklanma"dan İran hükûmeti demeyeceğim, ayetullahlar ders alır. Pek ders alacaklarını da düşünmüyorum. Zaman zaman böyle ayaklanmalar oldu ama bir şey değişmedi; ayetullahlar bildiklerini okudular.İran'da "sınırlı demokratik seçim" yapılır. Rejimin ipi Ayetullahların elindedir. Humeynî'den beri değişmemiştir. "İslâm" dedikleri rejimi korumakla en tepedeki değişmez ayetullah mesuldür.Onların ayetullah sistemi "başkanlık" sistemimiz gibi bir şey... Sözün evvelini de âhirini de bizim "Reis" söylediği gibi, İran'da "ruhanî lider" söyler. Onlar cumhurbaşkanlığı ile başbakanlığı çok önce birleştirdiler. Bizim başbakanımız onların "cumhurbaşkanı" mesabesindedir. Ama sıfatı "reis-i cumhur" olunca, muhatabı da mecburen bizim "Reis"tir.Şia meselesine, Sünnîlik meselesine hiç girmeyelim diyeceğim ama Orta Doğu'nun kaderidir; aynı dinde ayrışma ve akıl almaz dallanmalar... Bu dallanmalar üzerinden inatlaşırlar. Birbirlerini tekfîr ederler, sapkınlıkla suçlarlar. İran'da Sünnîler vardır ama söz sahibi Şiîlerdir. Sünnîler onların çizdikleri sınırlara riayet etmelidirler. Bir gidişimde Sünnîlerin şikâyetlerini dinlemiştim.