Şeyh Said'i, Seyit Rıza'yı, Millî Mücadele ve sonrasında bilumum isyancıları kim baş tacı ediyorsa bilin ki bölücüdür; bilin ki Türkiye Cumhuriyeti'ne kastı vardır.
Ak Parti yârânı, HDP/PKK gibi, Şeyh Said'e Fatiha okunmasını istiyor ve işin nereye varacağını düşünmeden (aslında düşünerek) "Fatiha = evet" diyebiliyor.
Milletin sabrını sınıyorlar.
Unutmasınlar ki; daha Kuvâ-yı Millîye tam teşekkül etmemişken ve haricî düşmanla amansız bir savaşa tutuşulmuşken, içeriden, "İngilizlerin elinde esir olan" Vahidettin'i (Bu söz, Çapanoğullarına karşı duran Yozgat Müftüsü Mehmet Hulusi (Akyol) Efendi'ye aittir.) hâlâ "halife" görüp Millî Mücadele'yi akamete uğratmak için en az 30 kere başkaldırılmıştır. Cumhuriyet döneminde de Şeyh Said'inden, Seyit Rıza'sına kadar kaç kere ayaklanılmıştır. Hâlâ ayaklanıyorlar.
Şeyh Said "din" adına kıyam etti. Onun için "Fatiha = evet" istiyorlar değil mi?!
Tam bu noktada sormak gerekiyor: Şeyh Said'in dedesinin el aldığı Mevlana Halid-i Bağdadî'nin, o dönem içerisinde, en güçlü temsilcisi olan Mustafa Fevzi Efendi (1851-1926), ki bu gelenek Mehmet Zahid Kotku'dan Es'ad Coşan'a kadar Nakşibendîliğin en mühim ekolü olacaktır, neden böyle bir fetvayı kaleme almamıştır?
Yine İslâmî gelenekte farklı bir ekolün kurucusu olan Said Nursi, Van'da Erek Dağı'nda bir mağarada Şeyh Said'in adamları tarafından isyana destek vermesi istendiğinde "Türk Milleti, asırlardan beri İslâmiyetin bayraktarlığını yapmıştır. Çok veliler yetiştirmiş ve şehitler vermiştir. Böyle bir milletin torunlarına kılıç çekilmez." sözünü neden söylemiştir?