Prof. Dr. İskender Öksüz, yeni çıkan "Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler" kitabında Birleşmiş Milletler'in 15 Ocak 2014 tarihli raporundan "kanun hâkimiyeti" tarifini aktarır:
"...kanun hâkimiyeti bütün şahısların, devletin kendisi dâhil bütün kurumların ve özel veya kamuya ait bütün kişiliklerin, açıkça ilân edilmiş, insan hakları normlarına ve standartlarına uygun kanunlara karşı hesap vermesini, bu kanunların eşit ve bağımsız uygulanmasını öngören bir yönetişim ilkesidir. Bu ilke aynı zamanda hukukun üstünlüğü, kanun önünde eşitlik, kanuna karşı hesap verme, kanunun uygulanmasında adalet, kuvvetler ayrılığı, karar vermeye katılım, hukukta şüphenin bertaraf edilmesi, rastgelelikten kaçınma, usulde ve hukukta şeffaflık ilkelerini de gerektirir." (s. 26).
Bu tarife itiraz eden var mı? Yoktur, diye düşünürsünüz değil mi? İki itirazcı var: RTE/AKP ve MHP Balgat Grubu.
İtiraz etmeselerdi, Anayasa'da 69 maddeye tekabül eden 18 maddelik anayasa değişikliğini, Türkiye dar boğaza sokulduğu, insan hakları ihlallerinin ayyuka çıktığı bir zamanda, kimsenin ne olup bittiğini anlamadan harala gürele TBMM'den geçirirler, referandum kapısını açarlar mıydı?!
Bu maddeler, kanun hâkimiyetinin biteceği bilindiği hâlde geçirilmiştir. RTE/AKP ve MHP Balgat Grubu'nun birbirlerine ne maksatla destek verdikleri malûm: Sen beni "tek adam" yap, ben de senin olağanüstü kongreni askıya alayım.
Bunun başka bir türlü izahı mümkün değildir.
Göz göre göre Baas tipi rejime kapı aralanıyor.
Asla dünyadan kopamazsınız... BM üyesiyiz. BM'nin raporu çok açık. AB'ye girmek için can atıyor, vize muafiyetini tartışıp duruyoruz. Venedik Komisyonu'nun (Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu) görüşleri ister istemez dikkate alınması gerekiyor.