Dün, "Selîmî" mahlasıyla şiir yazan II. Selim'in şu mısralarını vermiştim:
Serîr-i saltanat oldı müyesser / Bi-hamdillâh cihân ḫalkına şâhuz // İrişdi feyz-i Hak çün kim Selîmî / Didüm târîhini ẓıll-ı İlâhuz".
"Sultanlık nasip oldu. Allah'a şükür cihan halkının padişahıyız. Hakk'ın feyzi Selimî'ye erişti. Allah'ın gölgesiyiz." diye açıklayabiliriz. (Tarih düşürmüş. Sene H. 974/1566.)
II. Selim, neredeyse bütün İslâm sahasını Osmanlı sınırları içine almıştı. 15.192.000 km²'den bahsediyoruz. Ta Açe'ye (Endonezya) uzanıyor, yardım gönderiyordu.
Bizde halifeliği getirseler, hüküm alanımız 779.452 km². Hadi şimdilik Suriye'de askerimizin bulunduğu kısımlarını da sayalım. Daha öteye gidelim, Libya'nın bir kısmında da biz varız. Hilâfet alanımız bu kadar.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın "Biz masalları olan bir coğrafyanın çocuklarıyız. Bize 150 yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazmak zamanıdır." tivitini attığından bahsetmiştik.