Allah, Anadolu'nun vatanımız olması için sadece kılıçlıları göndermedi. Dervişleri gönderdi, şairleri gönderdi...
Önce Mevlâna Celalettin (1207-1273) geldi. Çok geçmedi Yunus (1240-1320) zuhur etti.
Yüce Rabbim! Öyle büyüksün ki...
Mevlâna Farsça söyleyince Yaradan, halkı aydınlatması için Yunus'a yol açtı. "Celalettin Farsça söyleyecek, dünyaya ışık saçacak. Yunus, sen ise Türkçe söyleyeceksin; canından, kanından insanları hakikat yoluna çağıracaksın!" buyurdu.
Mevlâna'nın çağını düşünmeden, birtakım benzetmelerden yola çıkarak, art niyetli hükümler vermeyelim. Onun cihanşümul davetini, dünyaya tuttuğu insanlık projektörünü ne yapacağız?!
Mevlâna'da da kin yok... Yunus Emre'de de... Neden? Çünkü her ikisinin de dayanağı Kur'ân.