Ünlü emlâkçı Salim Taşçı, ekranlarda çoklukla fikrine başvurulan bir "bilen" olarak karşınıza çıkar.
O bir eski gazeteci, o bir yazar. Son kitabı "Küs Topraklar"ı elimde. Sayfalarını tek tek açıyorum. İkinci sayfanın ortasında bir ithaf yazısı:
"Bu kitabı COVİD-19 virüsünün başlangıcından şu ana kadar mesai mefhumunu tanımadan cansiperane çalışan ve şehit olan tüm sağlık çalışanlarına ithaf ediyorum."
Zaman içinde sağlık çalışanlarımızın nice hikâyeleri yazılacaktır. Birçoğu kendi hatıralarını kaleme alacaktır. Ve hemen hepsi öyle sanıyorum ki kitaplarını, can kurtarırken canlarından olan "vazife şehitleri"ne ithaf edecek, rahmet dileyecektir. Yalnızlıklarına katlanan çocuklarını da unutmayacaklardır.
Ya tedaviye, bakıma muhtaç yatanlar, sağlıkçılarına minnet duyanlar? Onlar da ıstıraplarını, hissettiklerini, hayallerini, gözlerinin önünden geçirdikleri geçmişlerini, yaptıklarını, yapamadıklarını kâğıda dökeceklerdir.
Salim Taşçı'nın, sağlıkçılara ithafı "sağlık edebiyatı"nın kapısını aralar mı dersiniz?