Millî Eğitim müfredatına "cihat" girecekmiş. "Cihat" ettiklerini söyleyen "İslâmcı örgütler"in terör estirdiği, kelle kestiği şu zamanda, "cihat" kavramı karşımıza çıkarılınca, insanlarımız elbette tedirgin oluyorlar.
"Terör" ve "cihat" arasında ister istemez bağ kuruluyor.
Din ve kültür dersi verildiğine göre, İslâm dininde ayrı bir yeri olan "cihat" da öğretilmelidir. Ama hükûmetin, şimdiye kadar aldığı kararlar, belirli hedeflere matuf olduğu için insanlarımız kaygılı... "Cihat" deyip ya terör örgütlerine katılırlarsa?!...
Din üzerine konuşan ve yazanlarımıza bakarsanız, çok iri laflar ederler. Cemaatlerin, tarikatların, Diyanet'in bile önünde söz sahibi olduğu devrimizde insanlarımızın endişe duymalarına hak vermeliyiz.
Cemaatler ve tarikatları Kur'ân çizgisine çekemeyen bir "İslâmcı" hükûmet "cihat" öğretince, iş nereye varır?!
"Endişe duymayın!" demekle kimseyi teskin edemezsiniz.
Basın-yayın organlarımız da ihtiyatlı olmalılar. Her ne hâldeyse, Müslüman "cihat" kavramıyla hep karşılaşacaktır. Öyleyse İslâmda "cihat"ın özümsenmesi gerekir.
Meselâ; TDV İslâm Ansiklopedisi'nin "Cihad" maddesinde ayrıntılı bilgi verilmiştir. Maddenin yazarı Prof. Dr. Bekir Topaloğlu'dur. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın kankası. Zamanında bizim de istifade ettiğimiz bazı kitaplara birlikte imza atmışlardır.)
Kavram, Arapça sesleri karşılamak için "cihâd" şeklinde yazılır. Türkçede, mecburen "cihat" yazarız. (sadalı-sadasız ses meselesi). Hatta "a" sesini de uzatmayız. Millî Eğitim, "cihad/cihâd" yazarsa kafa karıştırır. Kitaplara Türkçe söyleyiş karşılığı yazılış girmelidir. Parantez içinde yine Arapça ses karşılığı belirtilir.
TDV İA'daki bu "Cihad" maddesi mekteplerde hakkıyla okutulursa, endişeye mahal kalmaz. Ama bu maddeyi okutabilmek için, dinî bilgiyi hazmetmek, muhâkeme yürütebilmek gerek... Problem burada. Böyle kaç öğretmen çıkartabiliriz?
Cihat, İA'da şöyle verilir: