MHP darmadağın... Toparlanması mümkün görünmüyor.
Darbe teşebbüsü de Ak Parti'ye ilâç gibi geldi... Her yerde Ak Parti... Başka partinin olması mümkün değil. OHAL kılıcını sallamayı bırakın, kınından bir çıkarır gibi el atsınlar, millet ister istemez suspus...
(Fethullahçılar! Ne desem ki size! O kadar çok beddua aldınız ki... Sizin yüzünüzden insanların çektiği azabı anlatmak ciltlere sığmaz!)
Böyle olduğu hâlde, MHP'nin fiilî genel başkanı çıkıyor, en tepedekine, "Fiilî başkanlığı yapıyorsun zaten. Bu Anayasa'ya aykırı. Gel seni Anayasa'ya uygun hâle getirelim." diyor. Dünkü grup toplantısında, lafı dolandırmasına, "Meclis'te evet dersek, referandumda da evet deriz." demesine, bu sözlerini tersinden okursak "Meclis'te hayır dersek, referandumda hayır deriz, zaten bunu referandumda hayır diyeceğimiz açıkladık." gibi, kulağı dolandırarak göstermek için, elini uzattıkça uzatıp da bir türlü yetiştirememe vaziyetinde kalmasına bir mana vermek mümkün değil... Aslında mümkün! "Adamlarımın" ciğerini bilirim! Sadece ve sadece koltuk korkusu... Ben diyorsam böyledir; başka izahı yoktur. Sözlerinden hiçbir keramet aramayın!
MHP'nin fiilî başkanı, daha önce kesinlikle başkanlık sistemine karşı olduğu, hatta başkanlığı Hitler'in başkanlığına benzettiği hâlde, iç muhalifler ortaya çıkınca, Saray'a hücumlarını alabildiğine yumuşatmasını, "müttefik" hâline geçmesini, en son başkanlığı "ikram" noktasına gelmesini nasıl izah edebiliriz? Söyleyin Allah aşkına!
Onun için bütün konuşmaları boş... MHP içinden beş milletvekili kadar olamadı. "Teklifi getirsinler." diyor... Teklif daha önce geldi ve "hayır" dedi. Üstelik dün bunu hatırlattı da... Ne oluyor öyleyse?
Toparlanması mümkün görünmeyen partinin fiilî genel başkanı. (Evet, fiilî genel başkan! Kanunlar hiçe sayılmış ve güç belâ 19 Haziran'da yapılan MHP'nin olağanüstü kongresi askıda bırakılmıştır. O sebeple MHP Genel Başkanlığı şu an tartışmalıdır. "Ön bahçe"nin muzaheretiyle, Balgat'a el konulmuştur. Onun için MHP, fiilî başkanlıkla yönetiliyor.)