'MHP'nin en uzun yılı', biliyorsunuz, 1997 yılıdır.1997 yılı, 28 Şubat vetiresinin başladığı yıl ve Milliyetçi Hareket'in kurucu lideri Alpaslan Türkeş'in dâr-ı bekaya göçtüğü yıl.Bu yılda, 30 yıl sonra, olaylı kongrelerle MHP'ye yeni genel başkan seçilmiştir.MHP deyince şöyle bir durup düşünmek gerekir. Türk siyasî hayatından Milliyetçi Hareket Partisi'ni çekip çıkardığınız zaman, muazzam bir boşluk doğar.Genç araştırıcı Kağan Bahadır Küçükalcan, dönemi yaşayanlarla görüşerek, periyodik yayınları bir bir gözden geçirerek 1997 MHP'sini, "MHP'nin En Uzun Yılı: 1997" kitabında ortaya koydu. Çok iyi etti. Övgüden ve sövgüden uzak objektif yayınlara çok ihtiyacımız var. Kağan Bahadır, önce "Her Devrin Menkûbu Atsız" (2015) ve "Demokrat Parti Dönemi'nde Milliyetçi Hareketler" (2016) kitaplarıyla efkâr-ı umumiyenin karşısına çıktı. Her iki kitap da merak uyandıran, dönemleri aydınlatan kitaplar. (Bütün kitaplar Aygan Yayınları'ndan. 0216 336 21 25).MHP'nin bir özelliği, ismiyle özdeşleşen liderinin kaybıyla toprağa gömülmemesi... Hemen hemen bütün partiler kurucu ve hâkim liderler vefat edince veya siyasetten çekilince partileri de sönmeye yüz tutuyor veya kapanıyor.MHP'de, çok insanın beklediği gibi olmadı. Türkeş'le girilen en son seçimde, (12 Eylül'den sonra MHP olarak girilen ilk seçim 24 Aralık 1995) 2 milyon 301 bin oy almış (yüzde 8,18), yüzde 10 barajını aşamadığı için milletvekili çıkaramamıştı.Türkeş'in vefatından sonra, 18 Nisan 1999 seçiminde 5 milyon 606 bin oy (yüzde 17,98) almış ve 129 milletvekili çıkarmış, üstelik DSP ve ANAP'la koalisyon kurmuştu.MHP'de bu sıçrama neye bağlı? Çok insanın aklındaki bu soruyu Kağan Bahadır bana da sormuştu. "Türkeş'in cenaze töreninin halka yansıması." demiştim.