Diyarbakır'a güvenlik güçlerimize moral vermek için giden iki MHP milletvekilinden "Neden gittiniz?" diye savunma isteyen mevcut MHP yönetimi, acaba, Ülkücüleri "nesebi gayr-i sahih" ilân eden MHP Genel Başkan Yardımcısına "Ne demek istedin?" diye soracak mı?
Mevcut MHP Yönetimi, kendini savunuyorsa, ne yapsa yeridir, der; daha iyi bir yönetim için karşısına çıkılırsa her kıpırtıyı mercek altına alır. (MHP Yönetimi dediysem, iki kişilik yönetimdir. Mevcut Genel Başkan ve bir de Komitacı Başı'ndan ibarettir. 10 yıl partiye 100 metre bile yaklaşmasına izin verilmezken, sonra, darda kalınınca gel komitacılığını göster bizi kurtar diye çağrılan kişiyi biliyorsunuz.)
İftiranın karşılığı Kur'ân-ı Kerîm'de nedir biliyor musunuz?
"Eğer size dünya ve ahirette Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu! Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır." (Nur Suresi, 24/14-15)
Daha birçok âyet var. Hadis-i şerifleri sıralamadım.
MHP Genel Başkan Yardımcısı iftirasında muhalifleri kastetse de, Ülkücülere iftira etmiştir. Muhalifler, ondan daha Ülkücüdürler.