Ülkücü camianın öfkesini dalga dalga bütün yurda yayılıyor.
Ozan Ceyhun, baktı AKP'den kendisine ekmek var, sol ideallerini içine gömdü, Saray'a yanaştı. Her fırsatta "yandaş" ekranlara bağlanarak kayıtsız şartsız -Türkiye'nin haklarını diyemeyeceğim- Saray'ın haklarını savundu. Ve mükâfatını gördü; Viyana Büyükelçiliği'ni kaptı.
Koskoca devlet böyle ayağa düşürülüyor.
Ozan'ın babasını tanımıştım. Edebiyatçı. Konuşmuştuk. Makul görmüştüm.
Ozan Ceyhun, hepimize geçmişi, hüzünlerimizi, öfkelerimizi hatırlattı. Şehit Mustafa Erol'u cenazesi kaldırılırken çekilen anlamlı fotoğrafa tekrar tekrar baktık. Kar altında omuzlarda Türk bayrağına sarılı tabut... Tabutu omuzlayanların dirayeti, kararlılığı, öfkesi o havada bile dışa vuruyordu.