Suriye işine, Irak işine bulaşmayalım derken, sanki ortada istikrarlı devletler var da arada bir arıza çıkmış, düzeltilmeye çalışılıyor gibi bir mantıkla konuşuluyor. (Özellikle "devlet" dedim; "ülke" demedim... "Ülke"yi vatan kavramıyla eşitleyebiliriz; "devlet"i değil... Kastım, "emeksiz" kurulan devletler... Elbette bunlar Irak ve Suriye'dir.)
Irak ve Suriye... Tükenmiş/tüketilmiş iki devlet. Kim ne derse desin, kim görmek istemezse istemesin, kim kondurmak istemezse istemesin, bütün hesap İsrail'le bağlantılıdır. Aha bir tarafa yazın!
Şunu peşin söyleyeyim: Keşke Saddam'la, keşke Beşşâr Esad'la sürseydi. Orta Doğu'da, "demokrasi"den bahsedemeyiz. Gördüğünüz gibi bizim de eksenimiz, "demokrasi"den bahsedilemeyen noktaya doğru kayıyor.
Orta Doğu'nun kaderi böyle... En demokratik görülen "İsrail"dir. Onun da iplerini tutanlar dışarıda.
Orta Doğu'da istikrar söz konusu olmadığına göre, kim ne alabilirse hesabı içine girilmiştir.
Bölgemizde iki devlet karıştırılmıştır. İran ve Türkiye'nin karıştırılmak istenmeyeceğini düşünmek aptallık olur.