Kafkaslardan, Hazar kıyılarından, ta Tanrı Dağları'na, Çin sınırına kadar kaç müstakil Türk devleti vardır? Şunu belirteyim... Bütün bu ülkeler kendilerinin "Türk" kökünden geldiğinin idrâkindeler. Bizzat gözledim.Arada bin yılı aşkın kopukluk olduğu hâlde, zaman zaman gelmeler-gitmeler, hele İttihat ve Terakkî döneminde, Orta Asya'ya yol açılması için yapılan "derin" çalışmalar sırasındaki sıkı temaslar, ne olursa olsun, iki tarafın aydınlarının ilişkilerini koparmamaları, "kan çekimi"dir. Bu arada Gaspralı İsmail'i rahmetle anmalıyız. Gaspralı, bir kültür köprüsüdür; irtibat çoklukla onun sayesinde kurulmuştur. Meselâ; Özbekistan'ın ünlü şairi Süleyman Çolpan ("Erkin başkalardır, kamalgan menmen / Hayvan katarında sanalgan menmen" -mutlu olan başkalarıdır, hapsedilen benim / hayvan katarında sayılan benim- diyen şair) İstanbul'da yayınlanan Türk Yurdu dergisini takip ediyordu. (Çolpan'ın, Stalin zindanı hatıraları da yayınlanmıştır. Taşkent'te, hatıraları yayınlayan ilim adamıyla görüşmüş, yayınlama iznini de almıştım; ama bir türlü Türkiye Türkçesine aktarmak nasip olmadı.)Çolpan (1897-1938), Türkistan'da kardeşleri için savaşırken şehit düşen Enver Paşa'nın şehadetiyle derinden yaralanmış -sonra kendisi de Stalin'in darağacında şehit düşecektir- hislerini mısralara dökmüştür:"En songi ümidni kanga boyagan / Ah kanday uğursuz zamanlar kelgen / Feryadım dünyani boğip öldirsin / Kapkara bahtınga şeytanlar külsin." (En son ümidi de kana boyayan ah / Nasıl uğursuz zamanlar geldi / Feryadım dünyayı boğup öldürsün / Kapkara bahtına şeytanlar gülsün.)Çolpan yine Millî Mücadele'miz için, "Anadoʻli qishlogʻining muzaffar oʻrdalariga" ("Anadolu kışlağının muzaffer ordularına") ithafıyla "To'fon" (Tufan) şiirini yazmıştır. Orta Asya'yı neden hatırladım? Özbekistan Cumhurbaşkanı İslâm Kerimov, 27 yıl ülkesini yönettikten sonra, bu dünyadan göçtü.