Cinsî sapık tarikat şefini, cinci hocayı, badeciyi biliyoruz. Şikâyet edilmeselerdi ve tutuklanmasalardı hiçbir şeyden haberimiz olmayacaktı.
Kimi 30, kim 44 tarikat/cemaat diyor. Bir de kolları varmış ve 400'ü buluyormuş. Hiç şüpheniz olmasın, tarikat şeflerinin tek hesabı var; mürit çoğaltarak bir diğerine nispet etmek.
Yeryüzünde tarikatlar da cemaatler de var olagelmişlerdir. Bunun önüne geçemezsiniz. Bir de insanların mutluluğu esastır. İnsanlar bir grup içinde yer almaktan mutluysa, söyleyecek sözünüz olabilir mi?
Aynı düşüncede insanlar parti kuruyorlar, dernek kuruyorlar, vakıf kuruyorlar. Kendilerince huzur bulmak isteyenler de tarikatların/cemaatlerin kapısını çalıyorlar. Eğer iç rahatlıklarının dışına çıkarlarsa, esas gayelerinden uzaklaşmış olurlar.
Kontrolsüzlük, muhakeme yürütememek, tarikat şeflerinin her sözünü Kur'ân-ı Kerîm'in bir ayeti saymak insanı sapıtır.
Yapılacak iş tarikat ve cemaatlerin murakabesidir. Bu adlî ve idarî murakabe değildir; muhakkak bu murakabeler de olacak ama, önce Diyanet'in, siyasetten azade bir tavır ortaya koyarak bu yapıların "din" içindeki yerini belirleyebilmesi, her biri bir tebliğ merkezi mi, değil mi bilmesi gerekir.