"Ya 'Asya'da Beş Türk'ün manası nedir?" diye sormuştum. Bir kitap adı. Önce bunu belirteyim. Buradan ben kavramlaştırıyorum. Beş Türk Orta Asya Türklerini aydınlatmaya gitmişti. Turancıydılar... Hikâyelerini bir okusanız aklınız durur. Kendi canından, kanından olan; gözlerini sana dikmiş, ellerini sana uzatmış, gönüllerini sana açmış, çaresiz insanları, elde imkân varken, yüzüstü mü bırakılmalıydılar!
Doğu Türkistan'da, 19. yüzyılın ikinci yarısında, kan bağı, dil bağı, din bağı olduğu için İstanbul'dan medet uman ve Abdülaziz adına hutbe okutan, para bastıran Türkleri, "Çok uzaklardasın, senin benimle ne işin var?" diye reddetse miydik? Abdülaziz reddetmemiş, maddî-manevî her türlü yardımı sağlamıştır. (Meseleyi hemen halifeliğe bağlamayın. Endülüs'te Müslümanlar kılıçtan geçirilir, neredeyse bir tane Müslüman bırakılmazken, Osmanlı ne kadar müdahale edebildi?! Üstelik Osmanlı birkaç cephede savaşabilecek en güçlü çağındaydı.)
"Turancılık", komünist tasallutlundan kurtarılmalı, yerli yerince bir zemine oturtulmalıdır. İllâ Turancı düşünce içinde olmak zorunda değil kimse... Adını ne koyarsanız koyun size en yakın insanlardan başlayarak birlik oluşturma fikrini geliştirmeliyiz. Zaman içinde geliştirmişler, adına "Turan" demişler. Niye reddedelim! "Aman Sovyetler'e yardımcı olalım." diyen komünistlerin tesirindekiler gibi düşünelim?!