Türk Yurdu'da 8 Şubat 1912 tarihli 6. sayıda, Turan derneklerinin kuruluşuyla alâkalı çıkan haberin tamamını dün vermiştim. Osmanlı Türkçesi biraz koyu... Çok kısa özetleyeceğim:
Budapeşte'de Turan Cemiyeti kuruldu. Başkanı Kont Pál Teleki. (Dün isim yanlış yazılmıştı. Doğrusu bu.) Gayesi; Macar milletine yakınlığı olanların faydasına çalışmaktır. Siyasî ve dinî meselelere dair hususlar faaliyetimiz dışıdır. Faaliyetimiz ilmî ve geneldir.
İstanbul'da kurulan Turan Neşr-i Maarif Cemiyeti'nin gayesi; ilimlerin Turan kavimleri arasında yayılmasına, içtimaî fikirlerin geliştirilmesine, hakikî İslâmın faziletleri ve âdâbının korunmasına, Kur'ân-ı Kerîm'in emir buyurduğu kardeşlik ve İslâmî yardımlaşmanın kurulmasına çalışmaktır.
Üçüncü kuruluş Türk Ta'mîm-i Maarif Cemiyet-i Hayriyesi'nin maksadı, değişik memleketlerdeki necip Türk kavminin tâbi oldukları hukuka dayalı içtimaî faaliyetlerine destek ve ilerlemeleri için yardımcı olmaktır.
"Turan" kelimesinin kökü İran efsanesi Avesta'ya dayanır. Efsanede "Tura" kelimesi, göçebe bir halktır. Avesta'ya dayanarak Şehname'yi yazan Firdevsî'de "Tura" kavramı "Turan"a dönüşmüştür. Şehname'de İran Hükümdarı Keyhusrev ile Turan hâkimi Afrasiyap arasında meydana gelen savaşlar hikâye edilmektedir.