Lübnan bir felâket yaşadı ve Türkiye hemen Lübnan'a koştu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Beyrut'taydı.
Çavuşoğlu, Beyrut'ta, Sünnî, Şiî, Hristiyan, Arap, Türk gibi ayrım yapmıyoruz. Tüm halkın yanındayız." dedikten sonra şöyle devam etti:
"Lübnan'da ve dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın, Türklerin ve Türkmenlerin de sonuna kadar yanındayız. ''Ben Türk'üm, Türkmen'im' deyip de vatandaşlığı olmayan, vatandaşlık almak isteyen kardeşlerimize de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını vereceğiz, bu Cumhurbaşkanımızın bizlere talimatıdır."
Çavuşoğlu neden "Sünnî, Şiî, Hristiyan, Arap, Türk…" diye sıraladı?
Lübnan'da karma yönetim var. Sünnî, Şiî, Hristiyan iç içe. Cumhurbaşkanı Hristiyan, başbakan Sünnî, Meclis başkanı ise Şiî. Şiîler içinde Dürzîler ayrı bir kol teşkil ederler.
İttihatçıların içinde önde gelen bir isim vardır: Şekip Arslan (1869-1946). Tanınmış Dürzî aileden. Sonra Sünnî oluyor. Mısırlı Muhammed Abduh'un talebesidir. (Muhammed Abduh deyince... Ayrı bir bölüm açmak gerekir.) Şekip Arslan Enver Paşa ile de çok yakındı. Cemaleddin Afganî'nin üzerindeki tesirini de eklemeliyim.