Hangilerinin suçu daha ağır?
Önce tutuklanıp bir müddet sonra serbest bırakılan dört akademisyenin mi, yoksa yeni tutuklanan PKK'nın "resmî" yayın organı Özgür Gündem'in "nöbetçi genel yayın yönetmeni" üç kişinin mi?
("Resmî olmayanlar veya yarı resmî olanlar hangileri?" diye sorarsınız belki... Benim yayınlarından anlayabildiklerim: Cumhuriyet, BirGün, Evrensel... Herhâlde, onlar da bana "Yanlış biliyorsun." demezler!)
İki grubunu da işledikleri "suç" birbirini ağdırmıyor. "Suç" vasıfları hemen hemen aynı...
Devleti "katliamcı" gösteren, en azılı PKK'lının kaleminden çıktığı belli o meş'ûm meşhur bildiriyi ilk imzalayan 1128 akademisyen (sonra sayı arttı.); tutuklanan ise iki erkek iki dişi. O dört kişi basın toplantısı da düzenleyip "Altında imzamız olan PKK bildirisinin ardındayız!" dedikleri için mi?
Bu dört akademisyenin tutuklanması gereksizdi. Bir müddet sonra çıkacakları belliydi. Hem sormazlar mı bütün imzacı "hain" değil de bu dört kişi mi "hain" sadece? Hepsini tek tek sorgula, "Evet, asker polis katliam yapıyor!" desin o zaman gereğini yap. Hâlâ bekliyoruz, "İmzacılar" hakkında ne yapılacak? İmzalarının arkasında duranlar aleni suç işliyorlar. Ceza verilecek mi?
R. T. Erdoğan ilk başta pek esip gürlemişti... Bu akademisyenler hakkında -haklı olarak- ağır sözler etmişti. Bir tarihten sonra ses vermez oldu. (Acaba bir "paralel" bağlantı bulamadı mı? Bir ara "havuz-yandaş" gazetelerde, akademisyenler ve Pensilvanya arasında bağlantı kurmak için epey çaba harcamıştı. Saray'dan işaret fişeği çakılmasaydı bu çaba gösterilmezdi.)