Muharrem ayındayız... Yas tutuluyor ve bu arada aşure de yeniliyor! Başlangıçta "yas-aşure" tezattı ama, çabucak "aşure" Kerbela'yı hatırlatmaya dönüştürüldü.
Muharrem hicrî takvimin ilk ayıdır.
Hicrî takvimin nasıl kabul edildiğini biliyor musunuz?
Hz. Peygamber, Hz. Ebubekir'le birlikte 622'de Mekke'den Medine'ye göçüyor (hicret ediyor). Hz. Ömer'in halifeliği sırasında, Hz. Ali'nin teklifiyle bu göç tarihinin 17'nci yılında, 622 yılı, hicrî takvimin birinci yılı ve o yılın muharrem ayı da hicrî-kamerî takvimin birinci ayı olarak kabul edilmiştir.
Hicretin 61. yılında, muharrem ayının 10. gününde (10 Ekim 680) Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin ve beraberindeki 71 kişi Muaviye'nin oğlu Yezid'in adamlarınca önce aç ve susuz bırakıldılar, sonra katledildiler. Muharremin başlangıcından 12. gününe kadar Alevîler yastadırlar. Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin aç ve susuz geçen günlerini hatırlama adına oruç tutarlar.
Sünnîler ve Alevîlerde aşure vardır. Sünnîler Muharrem'in 10. günü, Alevîler 12. günü "aşure" tatlısı veya çorbası yaparlar. Emevîler, Hz. Hüseyin ve beraberindekilerin katledilmelerini unutturma çabasıyla "aşure" gününü abartmışlar ve şenliğe bile dönüştürmek istemişlerdir. (İslâm tarihi demek bir bakıma kan ve gözyaşı demektir. Hz. Peygamber'in vefatından hemen sonra çatışmalar başlıyor. Bu meseleye geleceğim.)