Abdullah Öcalan, yine kendi kendisine gelin güvey olmuş, "Biz bu sorunu 6 ayda bitiririz." demiş.Ziyaretçi göndersen bir türlü göndermesen bir türlü... Konforlu bir mekânda kalsa bile adam mahpus... Mahpus'un da kanunî hakları var... Elbette yakınları ziyaret edecek. Bayram arifesinde A. Öcalan'ın kardeşi İmralı'ya gitti. Yine ondan "iri laflar" toplayıp geldi. Tabiî kardeş Öcalan ne kadarını aklında tuttu ve ne kadarını anlattı, meçhul. Elbette "devlet" konuşmaları dinlemiş ve "yukarıya" rapor ulaştırılmıştır.A. Öcalan'ı zamanında tahlil etmeye çalıştım... Ne yapmak istediğini anlamak, kapasitesini ölçmek istedim. Ayrıntıya girmeyeyim... Zaman zaman anlattım. 1999'da, İmralı duruşmaları benim için bir laboratuvardı. Her şeyi "İmralı'daki Konuk"ta verdim. Muhâkeme safahatının bütün ayrıntıları o kalın kitapta. Tek kaynaktır. Okuduğunuzda, o zamandan bu zamana A. Öcalan'da hiçbir şeyin değişmediğini görürsünüz. Aslî gayesinden asla sapmamıştır. Devlete teslim olmuş görünse bile teslim olmamıştır. Bakmayın siz, ilk başta, "Ne isterseniz yapacağım." manasına, "Devletimin emrindeyim." demesine... O, öldürüleceğini sanmış, zaman kazanmak istemiştir. Hapiste olduğu için, konuşmalarını dengeliyor. Hiçbir zaman Kandil'in, kendisinden soğuyacağı, "Devlete teslim olmuş." intibaını edineceği söz söylememiştir.