Bitirmek ve bitişmek kelimeleri arasındaki anlam farklılaşma ilişkisini düşünmüş olmasak da, böyle bir ilişkiyi düşünmek aklımıza hemen gelmese de başka benzeşen kelimeler arasındaki değişimi yakalamaya çalışmak bu meselelere meraklı birçok insanın üstesinden gelmeye girişebileceği bir iştir. Bu tarz bazı kelimeler düşünelim: Taşı-n-mak - taşı-t-mak - taşı-r-mak; kavu-ş-mak - kavu-r-mak; öğre-n-mek - öğre-t-mek; karı-l-mak - karı-ş-mak – karı-n – karı-k; düşü-n-mek - düşü-r-mek; ötü-ş-mek- ötü-r-mek; “çeki-l-mek” “çeki-n-mek”… Bunlardan taşınmak ve taşıtmak ilişkisi hemen aklımıza gelebilecekken taşırma kelimesinin de bunlarla alakalı olacağı hemen aklımıza gelmez ve düşünmeyiz “r” sesi “taşımak” kelimesine gelerek kelimeyi nasıl değiştirdi. Kavuşmak ile kavurmanın birbiriyle ilişkili olabileceği de aklımıza gelmez. Kavşak kelimesinin hele, yolların kavuşmasını ifade eden kavuşak şeklinde de okuyabileceğimiz bir kelime olduğunu kolayca görmeye yatkın değildir zihinlerimiz. *** Öğrenmek ve öğretmek kelimelerini beraber bolca kullanırız, “n” ile “t”nin geldiği kelimeye nasıl bir anlam kattığı okullarda da öğretiliyor ama diğer seslerin geldikleri kelimelere nasıl anlamlar kattığına sıra pek gelmiyor. Karılmak, karışmak, karın karık ilişkisinde ise ilk ikisi belki kimilerimizin düşünüp irtibat kurabileceği iki kelimemiz ama karık ve karın ilişkisi ilk ikisinde irtibat kurabileceklerin de aklına gelmekte zorlanacağı kelimeler. Düşünmek, düşürmek ilişkisine gelince; birkaç yazar düş, düşünmek ve düşmek ilişkisi üzerinde durdu da artık biraz kurulabiliyor. Ötüşmekten ötürmeye geçmek ise çoğumuzun aklına gelmez. Ötürmek kelimesini kullanmayı çoğumuz bırakmıştır muhtemelen. Yunus’un “Elif okuduk ötürü” mısraındaki “ötürü” de neyin nesi, aklımıza bile takılmaz duyduğumuzda, okuduğumuzda ne yazık ki.