Geçen hafta bir şeyi sökmenin onun özünü dışarı çıkarmak olduğunu yazmıştım. Özünü çıkarmak değil idi asıl ifade etmek istediğim; öz kelimesini kullanmam yanıltıcı idi diye düşünüyorum. Orada “ök” (anne, ana, hammadde, öz) sesinden dolayı “öz” kelimesini tercih ederek özünü çıkarmak dedim. Asıl ifade etmek istediğim “s” sesinin kelimenin başına gelmesi ile kelimenin dışarı çıkarma anlamını kazandığını, yüklendiğini ifade etmek idi. Bu söylemeye çalıştığımı, sökme eyleminin nasıl gerçekleştiğini düşünerek, anlamaya çalışarak ortaya koyabiliriz. Ama bunu yaparken modern nesnelerin sökülmesini değil de, daha tabii, doğal varlıkların, eşyaların sökülme biçimini düşünürsek zihnimizin bizi yanıltmasından biraz kurtarabiliriz kendimizi diye düşünüyorum. Oyuncak sökmek, arabanın parçalarını sökmek, bir makinanın parçalarını sökmek değil de mesela kök sökmeyi düşünelim, gerçek anlamında, sonra da deyim anlamıyla kök söktürmek deyimini düşünelim. Bitki kökünü, ağaç kökü sökmeyi düşünelim. Adam çalışanlarına kök söktürüyor dediğimizde bir hayli zor bir iş yaptırıyor demiş oluyoruz. Meğer kök sökmek bir hayli zor bir imiş ki, adam kök sökmüyor.