Ve’l-asr! Asra, üzerimizde şahitli olan zamana yemin ederek başlayan Asr Suresinin akabinde gelen ayetlerde bütün insanların muhakkak, kesin bir HÜSRAN içinde olduğudur.
Cenab-ı Hakk bu hüsrandan kurtuluşu da iman etmeye, sâlih amel işlemeye, hakkı ve sabrı tavsiye etmeye bağlamıştır. Surenin tefsirinde İmam Şafii’ye atfen şöyle bir rivayet aktarılır:
“Kur’an’da başka hiç bir sure nazil olmasaydı, şu kısacık sure bile insanların dünya ve âhiret saadetini temin ederdi.”
İmam Şafii’den bu zamana uzun asırlar geçmiş, bu küçük ama hacmi büyük surenin akabinde bütün Kur’an inmiş, ilim ilerlemiş ve bilgiye ulaşım kolaylaşmış olmasına rağmen bu bilgiler insanların dünya saadetini ne kadar artırmıştır?
Dünyaya dört elle sarıldığımızdan mı, geleceğin hayalleriyle kavrulduğumuzdan mı, ya da yarınların değil yıllar sonrası için hesaplar yaptığımızdan mıdır, bu hakikatleri bizlerde İmam Şafii gibi göremez olmuşuz.
Bütün Kur’an’ı sular seller gibi okumamıza, O’nu yarışma konusu yapmamıza, akaid, fıkıh, siyer, tefsir usulü, siyer usulü, ahlâk esasları vs. birçok bilgi öğrenmemize rağmen hâlâ anlayamamakta, bize dünya saadetini temin edememektedir.