Anlam dünyamızı şekillendiren, hayata ferasetle baktıran, acı yaşanmışlıkların sonucu olan tecrübeleri bize ileten söylemler vardır. İnsan, yaratılışın ilk anından şu ana kadar aynıdır. Ve hayatı her zaman kendisi tecrübe etmek istemektedir.
Hayat büyük yanlışlıklar yapılmaması gerekecek kadar kısadır. Bizim üzülmememizi isteyen, verdiği metotlarla bizi terbiye eden Rabbimiz vardır. Bir de hayatın acı tecrübelerini yaşamış, kendinden sonra gelenler de yaşamasın diye hakkı ve sabrı tavsiye babında geçmişten gelen söylemler vardır.
Birincisi indirilen vahyin içindeki ayetler iken, ikinci söylemimiz de Kevni ayetlerdir. Anlaşılmak ve yaşanmak için inen vahin ana teması, Allah'tan başka ilah olmadığının bilinmesi ve bütün yarattıklarının hizmetine sunduğu insanın huzurlu olmasıdır.
Rabbimiz; kadın ve erkeğin beraber kurdukları yuvaları sükûn ve dinlenme yeri kıldığını Nahl suresinin 80. Ayetinde belirtmiştir. Gönüllere, gözlere ve kulaklara hitabın olması, kavramayanların, bir ilerisini görmeyenlerin ve dinlemeyerek ibret almayanların hayvanlardan aşağı olarak nitelenmesi de Araf Suresi 179. ayetinin konusudur.
Bu iki ayetin ortak özelliği, Enam çeşitlerinden bahsedilmesidir. Nahl suresinde fıtratı doğrultusunda yaşayan hayvandan bahsedilirken, görerek bir sonrasını düşünmesi ve tedbir alarak az hata yapılması istenmektedir. Aksi takdirde hayvandan da aşağı olunacağı Araf suresinde zikredilmektedir.
Verilen bütün örnekler yaşanmış tecrübelerden ya da yaratılan ayetlerin insan hayatındaki değerleri üzerindendir. Kadınların tarla misali olarak Bakara suresinde sunulması da bu hakikatin bir parçası olmalıdır.