Nahl suresinin 98. ayetinde Hak Teala, inananları karanlıktan aydınlığa çıkaracağını vaat ettiği, hikmeti içinde barındırdığı kitabı okunulacağı zaman, taşlanmış Şeytan'dan Allah'a sığınılmasını emretmiştir. Çünkü şeytan, ebedi düşman bellediği insanoğlunu doğrularla ve doğru yolun üzerinde olarak aldatacaktır. Öğretmeni Allah olan ilk insanı da Allah adıyla aldatmıştır.
Hayatta en zor şey insana aldatıldığını kabul ettirmektir. Her aklı başında olan kişi asla yanılmadığını ve kimsenin kendisini kandıramayacağını düşünür. Bu yazıların sahibi de bu düşüncelerden elbette beri değildir.
Hayatta herkesin bir hedefi vardır. Her hedef de uğruna gayret etmek gerekir. Rabbe kulluğu gaye edinip hem bu dünya hem de ahiret saadetine talip olanlar her şeyin tek sahibi olan yüce yaratıcıya gönül vermek zorundadır.
Hitabın gönle olması, kandırılmaların en fazla gönüllerdeki kaymalardan olduğundandır. Vicdanı içinde barındıran gönüller kirlenirse, geride elde hiçbir şey kalmamaktadır. Acıma duygusunu yani vicdanını kaybetmiş bedenlere artık anlatılacak pek fazla bir şey de yoktur.
Tarihinin tozlu sayfaları arasında asla tozlanmayan, kitapta övgü ile bahsedilen, hicretin akabinde muhacirlere kapılarını ve gönüllerini açan Ensarlar vardır.
Yardım eden, yardımcılar anlamında olan Ensar topluluğu olarak kimlik bulan Medine halkı, her gelen muhaciri sevmiş, her gelen muhacire kapısını açmış, yardım etmiş ve kardeşi bilmiştir.