Bizden öncekilere de farz kılınan, başı rahmet, ortası mağfiret sonu da cehennem azabından kurtuluş olarak bilinen, yokluğun-açlığın ne demek olduğunu anlatan, gözünü haramdan çekilmesi istenen ve bundan sonraki hayatın provası gibi olan bir ramazanı daha arkada bırakıyoruz.
Her karanlık gece, sabaha gebedir. Her fani ölmeye, her varlık yok olmaya, her güzel şey sonlanmaya, her insan imtihan edilmeye mahkumdur. Hayatta yaşanılan her olgu bir imtihandır. İnsanın kalitesi de yaşadığı imtihanında gösterdiği tepki iledir.
Her eli kalem tutanın güzellikler adına yazdığı, her dili iyi laf yapanın Hak üzerine konuştuğu, sanal ortamlarda kesmelerin ve yıkmaların bol olduğu bir ortamın figüranlığı yapılır durumdadır.
Asıl mesele, imtihan ile karşı karşıya kalındığında takılan tavırdır. Bilgiler ile imtihan edilecek olunsaydı, dersini iyi çalışıp sorulara doğru cevap verenlerin kazanacağı kesindi. Lakin imtihanın bilgi üzerine değil, eylem üzerine olduğu herkesin malumudur.
İmanını hayatına şahit kılma eylemi, diller ile söylenenlerin eylem halindeki ispat halidir. İyiliği sonsuz olan Hak Teala elbette imanına hayatını şahit kılan kullarına ikramını bol bol yapacaktır.
Allah; dinine yardım edene yardım edecek ve ayaklarını sabit tutacaktır. Muhammed suresinde ki bu vaadi, ancak güvenip teslim olan kullarına verdiği bir ikramıdır.