Aslı Aydıntaşbaş Cumhuriyet Gazetesi

15 Temmuz muhasebesi

15 Temmuz’un yıldönümünde, Türkiye’nin önünde ciddi bir fırsatın heba edildiğini düşünüyorum. Bir yıl önce bugün, Türkiye halkı arkaik ve kanlı bir darbe girişimine...

16 Temmuz 2017 | 7.066 okunma

15 Temmuz’un yıldönümünde, Türkiye’nin önünde ciddi bir fırsatın heba edildiğini düşünüyorum. 
Bir yıl önce bugün, Türkiye halkı arkaik ve kanlı bir darbe girişimine karşı çıkarak bir destan yazdı. Bu destan, yeni bir devletin inşasına, hepimiz için yeni bir başlangıca vesile olabilirdi. 
Olmadı. 
15 Temmuz’da kurtardığımız demokrasiyi, 16 Temmuz itibarıyla adım adım kaybettik. Aradan geçen bir yılda Türkiye daha huzurlu ve müreffeh bir ülke olmadı; tam tersine fetret devrine girmiş, kurumları yıpranmış, baskıcı bir rejime dönüştü. O yüzden, belki bundan sonrası için faydası olur diye, sene-i devriyesinde 15 Temmuz’la ilgili bazı saptamalar yapmak istedim: 
DARBEYİ SADECE AKP ÖNLEMEDİ: Yıldönümünde 15 Temmuz sanki bir AKP organizasyonuyla engellenmiş gibi ‘öteki Türkiye’ye’ yönelik dışlayıcı bir tavır var. Adalet Yürüyüşü yaptı diye Meclis darbe raporunda CHP’yle FETÖ’yü ilişkilendirme rötuşu gibi ciddiyetsizlikler, bu işi sulandırıyor. Peki siz hiç “Abla biz HDP’liyiz ama o gece köprüdeydik” diyen biriyle tanışmadınız mı? Ben tanıştım. Peki silah kuşanıp o gece sokağa çıkan Atatürkçü emekli asker? O da var. Ömer Halisdemir AKP’li miydi ki? Diyeceğim, iktidarın darbe sanki sadece AKP tarafından engellenmiş gibi bir tavır içinde olması, CHP ve HDP’yi dışlaması, bu günün birlik ve beraberlik günü olmasının önündeki en önemli engel. Selahattin Demirtaş’ı Yenikapı mitingine çağırmadığınız anda, 15 Temmuz’da tek yürek olan bu toplumu ruhen bölmeye başladınız. Daha sonra yapılanları saymıyorum bile... 
ORDU DEĞİL BİR KLİK DARBE YAPTI: Darbe, TSK içinde çoğunluğu Gülenhareketiyle ilişkili ya da Balyoz sürecinde onlarla ittifak içine girmiş subaylar tarafından yapıldı. Bunların çoğu, alnı secdeye değdiği için bu iktidar tarafından önü açılan subaylar. İsim isim kim oldukları belli. Arada koordinasyonu da Adil Öksüz ve Kemal Batmaz gibi cemaatle ilintili siviller sağlamış. Ancak bütün bu saydıklarım, Türk ordusunun içinde bir azınlığı temsil ediyor. Yarım milyonluk orduda topu topu 8 bin asker ve subay darbeye katıldı. Haliyle “halk tarafından yenilen darbeci ordu” söylemi yanlış. Genelkurmay başkanı ya da 1. Ordu komutanı darbeye katılmış olsaydı, sonuç bambaşka olurdu. Açıkça konuşalım: Bu Kemalist bir darbe değildi. Darbenin başarısız olmasında polis kadar TSK’nin de rolü oldu. 
DÜNYA NEDEN İNANMIYOR: Yurtdışında yaşayan Türkiye uzmanları, 15 Temmuz’la ilgili ısrarla “Bu iş çok karışık”, “Kimin yaptığı belli değil”,“Gülenciler var ama Kemalistler de var” diye bir kampanya yürütüyorlar. Washington’da bilen bilmeyen nakarat gibi aynı lafı tekrarlıyor. Çıldırmamak mümkün değil çünkü ne bir iddianame okumuş, ne araştırma yapmışlar. Oysa artık darbeyle ilgili büyük sırlar kalmadı. Saat saat o gün MİT’te ne oldu, 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaklaşan facia 06 Eylül 2018 | 19.998 Okunma Yalancı bahar mı ikinci bahar mı? 30 Ağustos 2018 | 13.717 Okunma Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018 | 15.972 Okunma Lale Devri bitti! 23 Ağustos 2018 | 14.797 Okunma Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter 19 Ağustos 2018 | 10.301 Okunma