Türkiye’nin Batı’yla ilişkilerini yeniden tanzim etmesi
gerekiyor.
Uzun zamandır dış politikada adeta
‘sürüklenen’, kendi dışındaki
faktörlerin yarattığı koşullarla uğraşmak dışında fazla yol
alamayan, çok konuşup az düşünen bir Türkiye var
karşımızda.
Tabii ki olağanüstü durumlar yaşadık. Haksızlık yapmayalım.
Yanı başımızda bir iç savaş yaşanan; daha bir yıl önce kanlı bir
darbe teşebbüsünü daha bertaraf etmiş bir ülkeden söz ediyoruz.
Biraz yalpalama anlaşılabilir. Ama bir yere kadar.
Bu mazeretler, sonsuza
kadar geçerli
olamaz. Artık Ankara’nın bu coğrafyada bu kadar
paldır küldür, bu ölçüde plansız, programsız hareket etme lüksü
yok. Halihazırda dış politika namına sadece gazete manşetleri ve
düşünülmeden yapılan açıklamalar var. Öfke var, akıl yok. Nereye
kadar?
Bu yüzden acilen 15 Temmuz
hesaplaşmasını tamamlamak,
travmaları ve duygusal hezeyanları bir kenara bırakmak
ve 21. Yüzyıl
Türkiye’sinin yerini ve gücünü
tanımlayacak bir vizyon çizmek gerekiyor.
Dış politika vizyonu, uzun soluklu bir strateji belgesidir.
Burada Türkiye’nin 4 temel meselede karar vermesi
gerekiyor:
1. YPG dahil kendi coğrafyasındaki Kürtlerle ilişkilerinin
geleceği.
2. Batı ittifakında kalıp kalmama kararı.
3. Avrupa’yla ilişkilerin ortaklık mı, komşuluk mu
olacağı?
4. Bölgemizdeki istikrarsızlığın devamı ve sıcak savaş
ihtimallerine karşı tutum.