Aslı Aydıntaşbaş Cumhuriyet Gazetesi

Batı’yla ipler koptu

İki hafta önce, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’yu aradım. Bir dizi hayli üst düzey görüşmeden sonra Brüksel’den yeni dönmüştüm.  “Murat kimse Avrupa işleriyle...

02 Kasım 2016 | 2.842 okunma

İki hafta önce, Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’yu aradım. Bir dizi hayli üst düzey görüşmeden sonra Brüksel’den yeni dönmüştüm. 
“Murat kimse Avrupa işleriyle ilgilenmiyor artık ama ortada çok ilginç bir durum var. İnanmayacaksın ama hâlâ AB sürecini kurtarmak mümkün. Avrupa’nın vize serbestisine onay vermek için tek istediği, gazetecilerin hapiste olmaması. Diğer işler o kadar da önemli değil şu aşamada. Ama Avrupa kamuoyu ve parlamentosu için enbüyük sıkıntı gazeteciler. Bizimkiler terörle mücadele yasasında ‘ifade özgürlüğüne’dair 8 cümlelik bir değişiklik yapsa, şu an için yetiyor” dedim. 
Murat önce inanamadı. Anlamaya çalıştı. Anlattım kimlerle görüştüğümü ve neler dediklerini. “Abi çok önemli. Yazsana bunları” dedi. “Ama Avrupa işleriyle kimse ilgilenmiyor! Okur da ilgisiz. Zaten de Ankara yapmaz bu değişikliği” diye hatırlattım.“Olsun abi. Çok önemli bir konu bu. Ufak bir ihtimal olsa da yazmak lazım. Belki birilerinin kulağına kar suyu kaçar” dedi. 
Ne ironik! Trajikomik! Bu muhabbetin üzerinden iki hafta geçmeden, Murat, Hikmet Çetinkaya, Kadri Gürsel, Musa Kart, Aydın Engin ve Cumhuriyet gazetesinden toplam 12 arkadaşımız gözaltına alındı. 
Ve dünya ayağa kalktı. Dünkü gazetede Avrupa Parlamentosu’ndan ABD Dışişleri’ne kadar Cumhuriyet’e yönelik gözaltılara olan tepkileri okudunuz. Dışarıdaki tepkiler, içerideki iğdiş edilmiş medyadan daha yüksek sesli oldu. 
Nedeni basit. Bu, bir kırılma noktasıdır. Cumhuriyet gibi köklü ve sembol bir gazetenin “PKK/FETÖ üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” gibi zihni- sinir bir argümanla suçlanması, artık Türkiye’de ifade özgürlüğünün ve gazeteciliğin, yani demokrasinin olmazsa olmaz iki temel prensibinin tamamen tedavülden kalktığı anlamına gelir. 
Dün artık alenen açığa çıkan idam pazarlığı ve Türkiye’de OHAL sürecinde yaşanan diğer ihlallerle birlikte ele alındığında bu durum, artık Batı’yla ilişkilerin kopartılması yolunda bir irade beyanıdır. Ankara, kapıları kapatmaya ve Türkiye’yi karartmaya karar vermiş gözüküyor. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaklaşan facia 06 Eylül 2018 | 19.998 Okunma Yalancı bahar mı ikinci bahar mı? 30 Ağustos 2018 | 13.717 Okunma Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018 | 15.972 Okunma Lale Devri bitti! 23 Ağustos 2018 | 14.797 Okunma Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter 19 Ağustos 2018 | 10.301 Okunma