Aslı Aydıntaşbaş Cumhuriyet Gazetesi

Cumhuriyet davası bitmeli

Cumhuriyet gazetesi davası, temmuz ayında bıraktığımız yerden yarın Silivri’de devam edecek.  Bu dava, bu dönemin sembol davası.  Kendimi tekrarlamak pahasına söylüyorum; 12 Eylül döneminin sembolü...

10 Eylül 2017 | 1.072 okunma

Cumhuriyet gazetesi davası, temmuz ayında bıraktığımız yerden yarın Silivri’de devam edecek. 
Bu dava, bu dönemin sembol davası. 
Kendimi tekrarlamak pahasına söylüyorum; 12 Eylül döneminin sembolü Barış Derneği ve DİSK davaları, 90’lı yıllarda sistemsel çöküşün sembolü “Manisalı Gençler” diye bilinen işkence davası ve 2010 sonrasında Türkiye’nin AB reform sürecinden yavaş yavaş İslamcı bir otoriterliğe sürüklenmesinin şifresi, Ergenekon, Balyoz ve KCK davalarında gizliydi... 
Tarihçiler, muhtemelen ileride bu davaları, “rejimi korumak” bahanesiyle devlet aygıtı eliyle demokrasiyi yok etme girişimi olarak tanımlayacaklardır. 
Cumhuriyet davası da, bu dönemin sembol davası olarak, Türkiye’deki kurumsal iflas ve yargı sorununun en somut ve aynı zamanda en absürt örneği olarak tarihin sayfalarına geçecek. 
Temmuz sonundaki duruşmada, akıldışı ve inandırıcılığı olmayan iddialara muhatap olan Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinden 7’si, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Malum, Güray Öz’ün öğlen yemek ısmarlamak için aradığı pideci, Akın Atalay’ın 7 yıl önce evinin parkelerini yaptırdığı parkeci, Hakan Kara’nın Bodrum’da tatile gitmek için aradığı turizm şirketi “FETÖ’yle temas” sayılmış, pideci, parkeci ve turizmciyle yapılan bu görüşmeler Türkiye’nin değerli aydınlarını aylarca cezaevinde tutmak için yeterli bulunmuştu. 
Bence Türkiye artık böyle iddianamelerle iç ve dış kamuoyunca kendini yeterince utandıracak bir performans sergiledi. O yüzden, bir an önce bu saçmalığın bitmesini diliyorum. Pazartesi günü Silivri’de yeniden başlayacak olan duruşmada, halen tutuklu durumda olan diğer Cumhuriyet çalışanlarının serbest kalması, Türkiye için hayırlı olacak tek senaryodur. 
O zaman ismen zikredelim: Kadri Gürsel, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Emre İper, ne FETÖ’cü, ne PKK’li, ne de darbeci olmadıklarına göre, bir an önce özgürlüklerine kavuşmalılar. 
Tabii hayata bizim durduğumuz yerden bakmayan insanlar da var. Her Allah’ın günü yataktan kalkıp “Vay bütün dünya Türkiye’yi yıkmaya çalışıyor. Nöbetçiler, atın herkesi cezaevine!” diye yazılar yazan, kitaplar okuyan, iddianameler düzenleyen ve sahiden de buna inanan insanlar da var. İşte son 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yaklaşan facia 06 Eylül 2018 | 19.998 Okunma Yalancı bahar mı ikinci bahar mı? 30 Ağustos 2018 | 13.717 Okunma Bu mu devlet aklı? 26 Ağustos 2018 | 15.972 Okunma Lale Devri bitti! 23 Ağustos 2018 | 14.797 Okunma Mutsuzluk beter umutsuzluk daha beter 19 Ağustos 2018 | 10.301 Okunma