Seçim bitti, her zamanki kısır kavgalarımıza geri döndük. Her mevsim olduğu gibi CHP’de yeniden bir liderlik tartışması; her yaz olduğu gibi memlekette ‘idam’ gündemi var.
Bu, tam anlamıyla bir gerileme. Zihinsel gerileme. CHP yirmi yıldır aynı tartışmayı yapıyor; idam deseniz, gelişmiş ülkelerle gelişmemiş ülkeler arasındaki en temel farklardan biri. Bunu tartışıyor olmamız bile Türkiye’nin nerelere geldiğini gösteriyor.
Tabii biz geriliyoruz da, dünya ileri mi gidiyor? Maalesef ki hayır. Dünya da tuhaf bir dalgalanma sürecine girdi. Avrupa’dan Filipinlere kadar otoriter ve aşırı sağ rejimler yükseliyor. Irkçılık, artık toplumları kemiren bir hastalık olarak yavaş yavaş hükümetlere sirayet ediyor. Mülteci karşıtı dalga, Batı’da yabancı nefretine dönüştü. ‘Batı’ dışında kalan ülkeler ise hızla dikta rejimlerine evriliyor.
Sanki bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de ABD Başkanı Donald Trump’ın pompaladığı ‘ticaret savaşları’ var. Eskiden siyaset bilimciler kabaca, ‘İçinde McDonalds şubesi barındıran ülkeler birbirleriyle savaşa girmez’ derlerdi. Anlıyoruz ki artık bu İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan dünya düzeninin kalıpları çoktan yıkılmakta.
Her tarafı McDonalds, Starbucks olsa ne yazar! Tüm ülkeler savaşın eşiğine gelebilir.
‘Batı’ kendi içinde ciddi bir bölünmenin ilk evrelerinde. Avrupa ve ABD arasındaki gerilim, yavaş yavaş İran, Paris çevre anlaşması, Türkiye gibi temel noktalarda politik ayrışmaya doğru gidiyor.
Bakın bizler harala gürele seçimlerle ilgilenirken, ABD’de Trump yönetimi kaçak mülteci aileleri sınırdışı etmeye başladı. Yıllardır ABD’de yaşam kurmuş aileler, çocuklarından ayrılarak...